The 17th century caused significant changes and transformations in science and philosophy, as in many other fields. In this context, the God-centered dominant understanding in medieval thought was replaced by the science of man and human nature. This situation characterizes the Enlightenment period, and all aspects of existence are connected to the cause-effect relationship. In this direction, unlike current rationalists, David Hume placed the science of human nature as the initiating cause of human actions at the center of all sciences. Based on his works, A Treatise of Human Nature and An Inquiry Concerning Human Understanding, this study aims to address and examine Hume's emotion-thought relationship based on human nature/science within the framework of the mind's function and experience. This idea of Hume, which moves from empirical judgments, is based on the assumption that the future will be compatible with the past. This attitude of Hume, who establishes the essence of his entire philosophical approach to human science or human nature, can be read as a result of giving a high authority to experience, which would significantly affect his successors later on. Hume, who tried to produce his thoughts from human nature instead of objective reason, has an important place in the history of philosophy by connecting science and morality to emotions with his critical attitude. Hume, who puts the human being at the center, turned to the research of human nature and even connected mathematics, natural philosophy, and natural religion to humans in this direction. Combining the acquisition of more predictable information about the past, present, and future to the science of human nature, Hume's thoughts are based on two basic assumptions: First, there is a fixed, unchanging, one-sided nature in man; secondly, if a science of human nature is to be constructed, it must be based on experience as content and method. Hume stated that his philosophy aims to "abandon the distracting and tedious methods pursued until now" and "to walk directly to the capital instead of capturing a castle or village on the border," that is, "to the center of the sciences, to the very human nature that was once superior to all." According to Hume, who described the philosophies before him as fruitless discussions, it is necessary to turn to human nature and discover the potential and power of human understanding. The effects of Hume's approach, which grounded the limits and source of the causality relationship between the human mind and habits, deeply affected the debates on the truth that continue today.
* This article is the revised and developed version of the unpublished conference presentation entitled “The Justification of David Hume's Notion About the Relationship Between Thought and Emotion in Human Nature”, orally delivered at the 2nd Turkish Symposium of Social Sciences.
Philosophy Human Nature Science Mind Experience Emotion Thought
17. yüzyıl pek çok alanda olduğu gibi bilim ve felsefe açısından da önemli değişim ve dönüşümlere sebep olmuştur. Bu bağlamda Orta çağ düşüncesindeki Tanrı merkezli hâkim anlayışın yerini insan ve insan doğası bilimi almıştır. Aydınlanma dönemini karakterize eden söz konusu bu durum ile varoluşla ilgili tüm hususlar neden-etki ilişkisine bağlanmıştır. Bu doğrultuda David Hume’da mevcut rasyonalistlerden farklı olarak insan eylemlerinin başlatıcı nedeni olarak insan doğası bilimini tüm bilimlerin odağına yerleştirmiştir. Bu çalışma, İnsan Doğası Üzerine Bir İnceleme (A Treatise of Human Nature) ve İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Soruşturma (An Enquiry Concerning Human Understanding) isimli eserlerinden yola çıkarak Hume’un insan doğası/bilimine dayalı duygu-düşünce ilişkisini zihnin işlevi ve deneyim çerçevesinde ele almayı amaçlamaktadır. Deneysel yargılardan hareket eden Hume’un bu düşüncesi geleceğin geçmişle uyumlu olacağı varsayımına dayanır. Tüm felsefi yaklaşımının özünü insan bilimi ya da insan doğasına dayandıran Hume’un bu tutumu, daha sonra ardıllarını da büyük oranda etkileyecek olan deneyime yüksek bir otorite vermesinin sonucu olarak okunabilir. Düşünceleri, nesnel akıl yerine insan doğasından hareketle üretmeye çalışan Hume söz konusu eleştirel tutumuyla bilim ve ahlakı da duygulara bağlayarak felsefe tarihinde önemli bir yere sahip olmuştur. İnsanı merkeze alan Hume, insan doğasının araştırılmasına yönelmiş hatta bu doğrultuda matematik, doğa felsefesi ve doğal dini bile insana bağlamıştır. Geçmiş, şimdi ve gelecek hakkında daha öngörülebilir bilgilerin elde edilmesini insan doğası bilimine bağlayan Hume’un düşünceleri iki temel varsayım üzerine kurulur: Birincisi, insanda sabit, değişmeyen, tek yönlü bir doğa bulunur; ikincisi ise, şayet bir insan doğası bilimi inşa edilecekse içerik ve yöntem olarak deneyime dayanmalıdır. Zaten Hume, felsefesinin gayesini de “bu zamana kadar izlenen oyalayıcı ve usandırıcı yöntemleri terk etmek”, “sınırdaki bir kaleyi ya da köyü ele geçirmek yerine doğrudan başkente”, yani “bilimlerin merkezine, bir zamanlar hepsinden üstün olan insan doğasının ta kendisine” yürümek şeklinde ifade eder. Kendisinden önceki felsefi öğretileri sonuçsuz tartışmalar olarak niteleyen Hume’a göre insan doğasına yönelip, insanın anlama yetisinin potansiyeli ve gücünü keşfetmek gerekmektedir. Nedensellik ilişkisinin sınırları ve kaynağını insan zihni ve alışkanlıklar üzerinden temellendiren Hume’un yaklaşımının etkileri hala günümüzde de devam eden hakikat tartışmalarını derinden etkilemiştir.
* Bu makale, 2. Türkiye Sosyal Bilimler Sempozyumu’nda sözlü olarak sunulan ancak tam metni yayımlanmayan “David Hume Düşüncesinde Duygu-Düşünce İlişkisinin İnsan Doğasında Temellendirilmesi” adlı tebliğin içeriği geliştirilerek ve kısmen değiştirilerek üretilmiş hâlidir.
Felsefe David Hume İnsan Doğası Bilim Zihin Deneyim Duygu Düşünce
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2022 |
Gönderilme Tarihi | 23 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Tetkik, Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.
SHERPA ROMEO | Open Citations I4OC | LOCKSS | CLOCKSS | DOAJ | Crossref Üstveri Raporu | DOI | OAI