Çağların değişmesiyle birlikte insan varlığa dair tasavvurlarını değiştirmiştir. Bu tasavvurların birçok farklı dönemde farklı şekillerde açığa çıktığını görmekteyiz. Varlık tasavvuru insanın varlık ile kurduğu ilişkileri, eylemlerini, düşüncelerini ve inançlarını şekillendirerek insanın varlık karşısındaki konumunu belirler. Bu noktada dinlerin, düşünce sistemlerinin ve kültürel geleneklerin farklı varlık tasavvurları ile insanın alem ile olan ilişkisini düzenleme yönünde öğretilere sahip olduğunu görmekteyiz. Bu öğretilerin insan-varlık ilişkisini düzenleyen ahlaki, siyasi, sosyal, dini, epistemolojik ve kültürel boyutları vardır. İnsanın varlığa dair tasavvuru onun gelecekte elde etmek istediği konumla da doğrudan alakalıdır. İnsan tarih boyunca aklının ona sunduğu imkanlar nispetinde kendi dışındaki varlığı bilgi ile kayıt altına alarak onu kontrol etmeye ve tüketmeye dönük çabaların içinde kendini bulmuştur. Yine bu çabaların içinde insan günümüze gelindiğinde eski alışkanlıklarını devam ettirmekte ve kendi türünü bir adım ileriye taşımak maksadıyla varlığa ilişkin yeni bir tasavvurun öğretilediği şekilde varlık ile olan ilişkisini tanzim etmektedir. Veri çağında insanın varlık ile olan ilişkisinde varlığın veri olarak tasavvur edilmesi birçok yeni teknolojik atılımın önünü açmaktadır. Varlığın veri olarak tasavvuru özellikle ahlaki, epistemolojik ve sosyal anlamda insanın yeni ilişkiler kurmasını ve yeni edimlerde bulunmasını adeta öğretilemektedir. İnsanın ilişki ağlarını çeşitlendirip geliştirerek ürettiği veriler onun geleceğini şekillendirici rol oynayacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
Tevilat Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.