18.asrın ortalarına doğru, o zamanlar Osmanlı devletine bağlı olan Arabistan yarımadasının Necd bölgesinde Hanbelî ekolünden türeyen yeni bir akım ortaya çıktı. Muhammed b. Abdülvehhâb’ın (ö.1792) fikirleri etrafında gelişen ve temel olarak tevhidi esas alan, şirk ve bid‘ata karşı çıkan bu yeni hareket, Vehhâbîlik olarak adlandırılmıştır. Bid‘atı oldukça geniş yorumlayan Vehhâbîler, bid‘at ehli olarak gördükleri Müslümanların şirke ve küfre girdiklerini iddia etmişler ve onların öldürülmesini meşru kabul etmişlerdir. Selefi anlayış doğrultusunda hareket eden ve Müslümanlara saldırmayı meşru gören Vehhâbîlik, günümüzde, bid‘atçı diye tanımladıkları Müslümanlara ve başta ABD olmak üzere diğer Batılı güçlere karşı savaştığını söyleyen, kuralsız şiddet yanlısı radikal dini hareketlerin beslendiği en önemli kaynak durumundadır. Bu durum, İslam eşittir terörizm ve Müslüman eşittir terörist algısı üretmeyi hedefleyen çevrelerce kullanılmakta, böylece tüm dünyada İslamofobi oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu makalede Selefiliğin son dönem yorumunu oluşturan Vehhâbîliğin, kendi içlerinde Müslümanlara karşı şiddetin meşrulaştırılmasını sağlayan, temel görüşleri ele alınmaktadır.
İlginiz için teşekkürler
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 29 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |