İnsanın ölümü ile birlikte başlayan kabir hayatında ve sonrasında ahirette meydana gelecek olaylar semʻiyyât başlığı altında ele alınmıştır. Semʻiyyât ilkesi, ilâhiyyât ve nübüvvât ilkeleri ile birlikte kelâm ilminde “usûl-i selâse” den biri olup; meleklere iman ve ahirete iman konularını kapsar. Makalede ahiret hayatının ilk aşaması olan kabirdeki sorgu ve sonrasında insanın ahirette yaşayacağı olaylara dair son dönem Mu‘tezilî kelâmcılarından İbnü’l-Melâhimî’nin görüşleri ele alınacaktır. Onun semʻiyyât konularını anlama hususunda yöntem olarak nasların zahirine bağlı kaldığı görülmektedir. Özellikle kabir azabı, sırat, mîzan gibi konuları ilgili âyet ve hadislerde geçtiği üzere zahirî anlamlarıyla olduğu gibi kabul etmiştir. Bu tür uhrevî olay ve kavramların müşâhede yani gözlem metodu ile değil, şerʻî delil ile ispatlanması gerektiğini söylemiştir. Mu‘tezilî kelâmda aklî bir yöntem olarak kabul edilen te’vil, İbnü’l-Melâhimî’nin de ahirete ilişkin olay ve kavramların anlaşılması ve değerlendirilmesinde yer yer başvurduğu bir yöntemdir. Ancak O, ahiret konularında temel dayanak olarak nassı kabul etmiştir. Bu konular hakkında yaptığı te’villerde Kur’an âyetleri ve hadis rivayetlerinin ifade ettiği literal anlamı göz önünde bulundurmuştur.
The events that will occur in the life of the grave which begins with the death of man and in the Hereafter are discussed under the title of sam'iyyât. The principle of sam’iyyât together with the principles of divinity and prophethood is one of the "usûl-i selâse" in the science of kalâm; It covers the subjects of belief in angels and belief in the Hereafter. In the article, the views of Ibn Al-Malâhimî, who is one of the last period Mutazila theologians, about the interrogation in the grave which is the first stage of the Hereafter and the events that a person will experience in the Hereafter will be discussed. It is seen that he adheres to the apparent the religious evidence as a method in understanding the issues of semʻiyyât. In particular, he accepted subjects such as torment in the grave, sırât, and mîzan as they are with their apparent meanings as mentioned in the relevant verses and hadiths. He said that such otherworldly events and concepts should be proved not by observation method, but by religious evidence. Ta’wil, which is accepted as a rational method in Muʿtazilî theology, is also a method that Ibn Al-Malâhimî sometimes resorts to in understanding an avaluating the events and concepts related to the Hereafter. However, he accepted the religious evidence (nas) as the basis for the matters of the Hereafter. In his interpretations on the subjects, he considered the literal meaning of the Qur'anic verses and hadith narrations.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 13 Eylül 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |