In Ghazali, living things consist of three classes: animals, angels and humans. In terms of the position occupied in creatures, animals and angels form the opposite poles, while humans are in the middle class because they have some distinctive and common features with the other two. Here, in terms of living, man is placed in a superior position over animals, and angels over human beings. Because man has a mind that is not found in animals, and an angel has a "nearness to God" that is not found in human beings. However, while it is impossible for an animal to become like a human, it is quite possible for a human to become like an angel. Because, in order for the animal to get closer to the human and the human to the angel, soul and mind are needed. It is the human, not the animal, that has the soul and the mind. However, on this journey, man encounters two great obstacles: his own body and the devil. But he is not helpless in the face of these obstacles; the angels are always with him as supporters of the soul that is from the same realm as them. In short, with his body and soul, man can be good or bad religiously and morally according to the attitude he takes in the face of the angel’s inspirations and the devil’s misgivings. In this respect, it can easily be said that he is in a very unique position among creatures.
Gazâlî’de canlılar hayvanlar, melekler ve insanlar olmak üzere üç sınıftan meydana gelmektedir. Yaratıklar içinde işgal edilen konum açısından hayvanlar ve melekler karşıt kutupları oluşturmakta, insanlar ise diğer ikisiyle farklı ve ortak bazı özellikler taşıması itibariyle orta sınıfta yer almaktadır. Burada hayat bakımından insan hayvandan, melek de insandan üstün bir konuma yerleştirilmektedir. Zira insan hayvanda bulunmayan akla, melek de insanda bulunmayan “Allah’a yakınlığa” sahiptir. Hayvanın insana yakınlaşıp benzemesi asla mümkün değilken insanın meleğe yakınlaşıp benzer hâle gelmesi gayet mümkündür. Çünkü hayvanın insana ve insanın da meleğe yakınlaşıp benzer hâle gelmesi için ruh ve akla ihtiyaç vardır. Akla sahip olan ise hayvan değil insandır. Ancak bu yolculukta insan iki büyük engelle karşılaşmaktadır: Kendi bedenî varlığı ve şeytan. Fakat o, bu engeller karşısında çaresiz değildir. Çünkü melekler, kendileriyle aynı âlemden olan ruhun destekçileri olarak daima onun yanındadır. Kısacası bedenî ve ruhî varlığıyla insan, şeytanın vesveseleri ile meleğin ilhamları karşısında aldığı tutuma göre dinî ve ahlâkî olarak iyi veya kötü olabilmektedir. Bu bakımdan onun yaratıklar içinde son derece özgün bir konumda bulunduğu rahatlıkla söylenebilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 7 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |