Qawwālī, which took shape in the Indian subcontinent in the 13th century particularly within the circles of the Chishtiyya order, was institutionalized under the leadership of Amir Khusrau (d. 725/1325) through the blending of Persian-Islamic elements with local languages and melodic traditions. Its primary function is to direct listeners toward divine love in samā‘ gatherings, leading them to states of ecstasy (wajd) and annihilation in God (fanā). In this context, qawwālī possesses a poetic structure that begins with praises of God, panegyrics (na‘t) for the Prophet Muḥammad, and narratives of Sufi saints, and then deepens with ghazals dealing with metaphorical love and the quest for divine truth. The Chishtiyya tradition’s close engagement with the public, along with its inclusive mission, has transformed qawwālī into a medium for interfaith dialogue and cultural interaction between Muslims and Hindus. In particular, its discursive similarities with the Bhakti movement have fused it with local mystical understandings. Musically, qawwālī adopts the system of Hindustani classical music and is performed as a collective act accompanied by the harmonium, dholak, rhythmic handclaps, and improvisations, evolving in direct interaction with the audience. Over time, however, qawwālī moved beyond the spiritual framework of shrines and khanqāhs, entering courts, fairs, stages, and the sphere of popular culture. In the 20th century, especially under the leadership of Nusrat Fateh Ali Khan (d. 1418/1997), it evolved toward secularization, taking a new shape within Indian cinema and the world music scene. This study addresses the historical origins of qawwālī, its functions within the context of the Sufi order, its spiritual role, its linguistic and musical features, and its transformation in the process of secularization. Presenting a comparative framework with international literature, the research highlights qawwālī’s significance for Sufi studies. Furthermore, through an interdisciplinary approach, it reveals qawwālī’s position today as a dynamic cultural heritage that represents the balance between spiritual ecstasy and aesthetic pleasure. The findings obtained through an interdisciplinary approach reliably support, from a methodological perspective, the importance of the qawwālī in Sufi studies and its position within the context of contemporary cultural heritage. The fundamental problem of the study is the extent to which spiritual enthusiasm has been preserved or lost in the process of qawwālī evolving into an aesthetic and popular identity, distancing itself from its Sufi origins.
Tasawwuf (Sufism) Indian Subcontinent Chishtiyya Qawwālī Spiritual Ecstasy
Kavvâlî, XIII. yüzyılda Hint alt kıtasında özellikle Çiştiyye tarikatı çevresinde şekillenmiş, Emîr Hüsrev’in (öl. 725/1325) öncülüğünde Farsça-İslamî unsurlar ile yerel dil ve ezgi geleneklerinin harmanlanmasıyla kurumsallaşmış bir tasavvufî müzik formudur. Temel işlevi, semâ meclislerinde dinleyicileri ilâhî aşka yönlendirmek, vecd ve fenâ hallerine taşımaktır. Bu bağlamda kavvâlî, Allah’a hamd, Hz. Peygamber’e na‘t ve sûfî velîlere menkıbelerle başlayan, ardından mecazî aşk ve ilâhî hakikat arayışını konu alan gazellerle derinleşen şiirsel bir yapıya sahiptir. Çiştiyye geleneğinin halkla iç içe, diğer bir ifadeyle kapsayıcı misyonu, kavvâlîyi Müslümanlar ve Hindular arasında inançlar arası bir diyalog ve kültürel etkileşim aracına dönüştürmüştür. Özellikle bhakti hareketiyle kurduğu söylem benzerlikleri, onu yerel mistik anlayışlarla kaynaştırmıştır. Müzikal açıdan Hint klasik müziğinin sistemini benimseyen kavvâlî, armonyum, dholak, ritmik el çırpma ve doğaçlamalar eşliğinde icra edilen kolektif bir performans olarak dinleyiciyle etkileşim içinde gelişmiştir. Ancak zaman içinde kavvâlî, türbe ve dergâhların mânevî çerçevesinden çıkarak saray, panayır, sahne ve popüler kültür alanlarına taşmış, XX. yüzyılda özellikle Nusret Fatih Ali Han’ın (öl. 1418/1997) öncülüğünde sekülerleşme yönünde evrilmiş, Hint sineması ve dünya müziği sahnesinde yeniden biçimlenmiştir. Bu çalışma, kavvâlînin tarihsel kökenleri, tarikat bağlamındaki işlevleri, mânevî rolü, dilsel ve müzikal özellikleri ile sekülerleşme sürecindeki dönüşümünü ele almaktadır. Literatürdeki uluslararası çalışmalarla karşılaştırmalı bir çerçeve sunan araştırma, kavvâlînin tasavvuf araştırmaları açısından önemini vurgulamaktadır. Öte yandan disiplinlerarası bir yaklaşımla kavvâlînin mânevî coşku ile estetik haz arasındaki dengeyi temsil eden dinamik bir kültürel miras olarak günümüzdeki konumunu ortaya koymaktadır. Disiplinlerarası yaklaşımla elde edilen bulgular, kavvâlînin tasavvuf araştırmalarındaki önemini ve çağdaş kültürel miras bağlamındaki konumunu metodolojik açıdan güvenilir biçimde desteklemektedir. Çalışmanın temel problemi, kavvâlînin tasavvufî kökeninden uzaklaşarak estetik ve popüler bir kimliğe evrilmesi sürecinde mânevî coşkunun ne ölçüde korunabildiği ya da yitirildiğidir.
| Birincil Dil | İngilizce |
|---|---|
| Konular | Dini Araştırmalar (Diğer) |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 11 Ağustos 2025 |
| Kabul Tarihi | 14 Ekim 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 12 Sayı: Özel Sayı |