Anahatlarıyla mütekaddimûn ve müteahhirûn şeklinde iki aşamada incelenen hadis usulü, yüzyıllar boyunca farklı coğrafyalarda metin, şerh, haşiye ve talik veçheleriyle yoğun teveccühe mazhar olmuştur. Usûle dair İbnü’s-Salâh’ın (ö. 643/1245) Mukaddime/Ulûmu’l-hadis ismiyle şöhret bulan çalışmasının özeti olan İbn Hacer el-Askalânî’nin (ö. 852/1449) Nuhbetü’l-fiker’i, müteahhirûn devrinin önemli çalışmalarından biridir. İmam Birgivî’nin (ö. 981/1573) usûl-i hadise dair muhtasar risalesi ise İbn Hacer’in Nuhbetü’l-Fiker’inin özeti hüviyetiyle hadis usulü kitaplarının son halkalarından birini teşkil etmektedir. Osmanlı medreselerinde ders kitabı olduğu anlaşılan bu risalenin de Dâvûd-i Karsî (ö. 1169/1756) tarafından şerh edilmesi, bir yönüyle ilgili edebiyatın dinamik yapısını yansıtmaktadır. Nitekim şerh üzerine Yusuf Harpûtî (ö. 1292/1875) ve Şehrî Mustafa Şevket Efendi’nin (ö. 1292/1875) hazırladığı haşiyeler ile Babakaleli Abdülaziz Ahmed Efendi’nin (ö. 1296/1878) Mukarribü’t-tâlibîn isimli tercümesi de temel metinlerdeki devamlılığı göstermektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Kitap İncelemesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 13 Ağustos 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 9 Sayı: 2 |