Ana-babanın, hatta nine-dedenin sağlıklı ve helal beslenmesi, doğacak çocuğun karakterini etkilediği dile getirilir. Bu sebeple kültürümüzde bir insan hakkında olumlu kanaat belirtilirken “helal süt emmiş” tabiri halen yerini korumaktadır. Örfün şekillenmesinde büyük etkiye sahip olan inanç değerlerinin nesilden nesle aktarılması, helal yoldan kazanma, eldekine kanaat etme ve helal lokma kavramlarının kalplere nakşedilmesi, şiddetle mücadelede önem arz etmektedir. Toplumu ayakta tutan değerlerden “helal” yerine çok kavramının tercih edilmesi, kanaat yerine kapitalizmin körüklediği “sen hep önde olmalısın” fikrinin etkisiyle “haksız rekabet”in ön plana çıkarmakta, gizliden gizliye ticarî aşırılık ve şiddeti körüklemekte, ihalelerde, çarşıda, pazarda hile, karalama ve mafya türü eylemleri beraberinde getirmektedir. Bu durum rahmet yerine şiddeti, helal yerine şüpheli olanın tercih edilmesine sebep olmaktadır. Hâlbuki Hz. Âdem’den başlayarak tüm insanlığa tayyibât, ezkâ, helal olanların tercih edilmesi emredilmiştir. Çok kazanma hırsından kaynaklanan haram tehlikesi insan karakterine etki edeceği de dikkate alındığında, hem psikolojik hem de biyolojik manadaki değer kaybı, insanlığı şiddete sürüklemektedir. Bu durumda ülkemizde dinî eğitim verilen “resmî örgün/formal” ve “yaygın/non-formal” kurumlarla “sargın/in-formal”1 yani her türlü eğitim faaliyeti yapan kurumların üzerine bazı görevler düşmektedir. Vatandaşlarının maddî ve manevî sağlıklarını korumak bir devletin aslî görevi olduğu dikkate alındığında, Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim, Sağlık ve Ticaret Bakanlıkları gibi kurumlara büyük görevler düşmektedir. Özellikle şiddetle mücadele bağlamında Sağlık Bakanlığının insan sağlığına zarar veren, onların davranışlarına etki eden her türlü gıda altında satılan zehirlerden çocukları koruması gerekmektedir. Bazı gıdaların yenmesi caiz olsa bile sağlığa zararlı olmaları sebebiyle, insanların ruh halini etkilemektedir. Nasıl alkole savaş açılmışsa insanı merhametten uzaklaştırıp canavarlaştıran, adeta insan görünümlü farklı bir yaratığa dönüştüren gıdaların da kontrol altına alınması gerekmektedir. Günümüz insanının arzu ettiği her türlü gıdaya anında ulaşabilmesi, mahrumiyet eğitimi eksikliği, aslında onun dezavantajına bir durumdur. İşte bu tebliğde, helal ve sağlıklı beslenme ile şiddet İlişkisi üzerinde durulmaya çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 5 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 4-5 |