One of the most important characteristics of the modern state, which is built on the concept of the autonomous individual, is the freedom of expression to be guaranteed. Freedom of expression is also the most important institution that confers the democratic feature on a state, society or any community. For this reason, every legal system that defines itself as a rule of law has concrete regulations regarding freedom of expression. Although these regulations are based on common values in terms of their basic philosophy, they contain aspects that differ from each other. We aim to discuss the protection of false speech as one of these differences within the scope of freedom of expression. The false speech theory, which is seen as a constitutional problem in the American legal system, is conceptually alien to Continental law. In this study, after mentioning the general information on freedom of expression in American law, the issue of protection of false speech will be evaluated. For this reason, the U.S. v. Alvarez, which is one of the most important decisions of the U.S. Supreme Court held in 2012 will be analyzed. Finally, a general comparison will be made between the American and the European system to understand uniqueness of American free speech doctrine.
Otonom birey kavramı üzerine inşa edilen modern devletin, bu otonominin gerçekleşmesi için sahip olması gereken en önemli niteliklerinden biri, bireylerin ifade özgürlüğünü garanti altına almış olmasıdır. İfade özgürlüğü aynı zamanda bir devlete, bir topluma ya da herhangi bir topluluğa demokratik sıfatını bahşeden en önemli kurumdur. Bu sebeple kendisini bir hukuk devleti olarak tanımlayan her hukuk sistemi ifade özgürlüğüne ilişkin somut düzenlemelere sahiptir. Bu düzenlemeler, temel felsefesi itibariyle ortak değerlere dayansa da birbirinden farklılaşan yönleri ihtiva etmektedir. Amacımız, söz konusu farklılıklardan biri olarak yanlış ifadelerin (false speech) ifade özgürlüğü kapsamında korunması hususunu ele almaktır. Amerikan hukuk sisteminde anayasal bir problem olarak kabul edilen false speech teorisi, kavramsal olarak Kıta Avrupası hukuk sistemine yabancıdır. Bu çalışmada Amerikan hukukunda ifade özgürlüğüne ilişkin genel bilgilere değinildikten sonra yanlış ve yalan ifadelerin bu korumadan yararlanması meselesi değerlendirilecektir. Bu amaçla konu ile ilgili Amerikan Yüksek Mahkemesinin en net tespitlerini içeren ve 2012 yılında verilmiş U.S. v. Alvarez kararı tahlil edilecektir. Son olarak, ifade özgürlüğü açısından kendine özgü özelliklerinin anlaşılması için Amerikan ile Kıta Avrupası hukuk sisteminin genel bir karşılaştırması yapılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 5 Mart 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 7 Mart 2022 |
Gönderilme Tarihi | 27 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 5 Sayı: 8 |