Aim:
We aimed to
compare postoperative vaginal lengths and risk of occurrence of cuff hematoma
after laparoscopic and laparotomic hysterectomy operations performed with
benign indications according to the operation technique.
Material
and Methods: Between
January 2017 and January 2018, 267 patients who underwent total laparoscopic hysterectomy
(TLH) and total abdominal hysterectomy (TAH) with benign indications were
evaluated. Before the operation demographic characteristics of the patients,
the results of probe curettage, smear results, previous operations and chronic
diseases were recorded. After hysterectomy the patients were discharged
following 1st and 2nd day controls. The presence of cuff hematoma was evaluated
by transvaginal ultrasound on the 7th postoperative day and vaginal lengths
were measured after hysterectomy by aid of hegar bougie.
Results:
There was no significant difference between the two groups of 200
patients, including age, gravida, parity, history of operation, history of
chronic disease, and demographic characteristics. Treatment-resistant
menometrorrhagia was the most common indication in 44 patients (44%), whereas
myoma uteri 96 (96%) were the most common indication in patients with TAH.
After hysterectomy, vaginal length was calculated as 6.35 ± 0.81 cm in TLH
group and 6.73 ± 0.92 cm in TAH group. The difference between the two groups
was statistically significant (p = 0.002). When the presence of cuff hematoma
was evaluated, 14 patients in the TLH group and 18 patients in the TAH group
were found to have no significant difference between the groups.
Conclusion:
It has been observed that the development of hematoma on the vaginal cuff
in the postoperative period is not affected by the operation type of the
patients performed hysterectomy. In addition, it is observed that the
demographic characteristics of the patients in the preoperative period do not
have a great effect on the type of operation. In patients performed TLH, the
postoperative vaginal length is shorter than in patients with TAH. However,
postoperative vaginal length measurement is a criterion that can be evaluated
in the second plan. Primarly, surgical option should be determined by
considering preoperative indications and its suitability for minimally invasive
surgery.
Amaç:
Benign
endikasyonlar nedeniyle yapılan laparoskopik ve laparotomik histerektomi
ameliyatları sonrası, postoperatif vajinal uzunluk değerlerinin ve kaf hematomu
oluşma riskinin belirlenerek, operasyon tekniğine göre karşılaştırılması
amaçlanmıştır.
Gereç
ve Yöntemler: Ocak
2017 - Ocak 2018 tarihleri arasında beningn endikasyonlar ile total laparoskopik
histerektomi (TLH) ve total abdominal histerektomi (TAH) yapılan 267 hasta
değerlendirildi. Hastaların operasyon öncesi demografik özellikleri, probe
küretaj sonuçları, smear sonuçları, geçirilmiş ameliyatları ve kronik
hastalıklarıyla ilgili bilgileri kaydedildi. Hastalar histerektomi sonrası 1.
ve 2. gün kontrolleri yapılarak taburcu edildiler. Postoperatif 7. gün kontrole
çağrılarak transvajinal ultrason ile kaf hematomu varlığı değerlendirildi ve
hastaların hegar bujisi yardımı ile histerektomi sonrası vajinal uzunlukları
ölçüldü.
Bulgular:
Çalışmada kalan
200 hastayı içeren iki grup
arasında yaş, gravida, parite, geçirilmiş operasyon öyküsü, kronik hastalık
hikayesi gibi demografik özellikler arasında anlamlı fark saptanmadı. TLH olan
hastalarda tedaviye dirençli menometroraji 44 (%44) en sık saptanan operasyon
endikasyonu iken, TAH olan hastalarda myoma uteri 96 (%96) en sık endikasyon
olarak saptandı. Histerektomi sonrası vajinal uzunluk, TLH grubunda 6,35±0.81
cm, TAH grubunda 6.73±0.92 cm olarak hesaplanmış olup, iki grup arasındaki fark
istatiksel olarak anlamlı izlenmiştir (p=0.002).Kaf hematomu varlığı
değerlendirildiğinde, TLH grubunda 14 hasta, TAH grubunda 18 hastada
saptanmış olup, gruplar arasında anlamlı fark izlenmemiştir.
Sonuç:
Histerektomi
olan hastalarda postoperatif dönemde vajen kafında hematom gelişiminin
operasyon şeklinden etkilenmediği ve ayrıca preoperatif dönemdeki demografik
hasta özelliklerinin operasyon şekline çok büyük etkide bulunmadığı
gözlenmektedir. TLH yapılan hastalarda postoperatif vajinal uzunluk, TAH
yapılan hastalara kıyasla daha kısa olarak izlenmektedir. Ancak, hastanın
postoperative vajinal uzunluk ölçümü ikinci planda değerlendirilebilen bir
kriter olup öncelikle preoperative endikasyonlar ve minimal invaziv cerrahiye
uygunluğu gözetilerek cerrahi seçeneği belirlenmelidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Özgün Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Haziran 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 10 Sayı: 2 |
e-ISSN: 2149-8296
The content of this site is intended for health care professionals. All the published articles are distributed under the terms of
Creative Commons Attribution Licence,
which permits unrestricted use, distribution, and reproduction in any medium, provided the original work is properly cited.