14. yüzyılın son çeyreğinde Azerbaycan’da ortaya çıkan Hurufilik, aynı yüzyılın sonları ve 15.
yüzyılın başlarında ise Osmanlı Devleti’nde yayılmaya başlamıştır. Bu yayılmada çok sayıda
Azerbaycanlı Hurufi mutasavvıf da yer almıştır. Bu dönemde Hurufilerin Azerbaycan, Anadolu ve
Türk Kültürü’nün yayıldığı başka bölgelerdeki çalışmaları Türkçenin önemini artırmıştır. Ancak
Hurufilik, resmî ideolojisine aykırı olduğu için Osmanlı Devleti tarafından kabul görmemiştir. 16.
yüzyıldan sonra ise Osmanlı’da bağımsız hareket olarak kendi fonksiyonunu yitiren Hurufilik esasen
Bektaşiliğe karışarak bu tarikat ile bütünleşmiştir.
Bektaşilik ise Azerbaycan orijinli bir tarikat olmasa da belli dönemlerde Azerbaycan’da da işlevini
yapabilmiştir. Hurufilerden farklı olarak Safevîler (1501-1736) döneminde onların Azerbaycan
coğrafyasında tekke ve zaviyelerinin bulunduğu kaynaklarda belirtilmektedir. Bazı fıkhi ve itikadi
yakınlığı olan bu iki fırkanın, misyon olarak benzer yönü yoktur. Bektaşilik Hurufilik’ten farklı olarak
daha sistemli, Osmanlı Devleti’nin kurulması ve gelişmesi aşamasında büyük role sahip olmuştur.
Hurufilik düşüncesinde kâinatın üç döneminden ikincisi sayılan İmamet meselesi Ehl-i Beyt sevgisi
üzerinde kurulmuş birçok orta çağ Azerbaycan tasavvufi kurumlarında olduğu gibi, Anadolu ve
Balkanlarda yayılmış Bektaşiliğin de esas dayanak noktası sayılmıştır. Özellikle bu faktör Hurufiliğin
zamanla Bektaşilik ile bütünleşmesinde esas rol oynamıştır. Zaten bugünkü Türkiye’deki Alevî-Bektaşilerin söz üstatları olarak kabul ettikleri yedi ulu şairin ilk dördü de (Nesimi (ö. 1417), Hatâî
(ö. 1524, Fuzûlî (ö. 1566) ve aslen Hoy’lu olan Pîr Sultan Abdal (ö. 1560’tan sonra) Azerbaycanlıdır.
Anadolu ve Balkanlardaki Bektaşiler Fazlullah Naimi (ö.1394) ve onun halifelerinin eserlerini 17.
yüzyıldan itibaren Bektaşiliğin yayılması için istifade etmişlerdir. Sultan Abdülaziz (1861-1876)
döneminde Bektaşilere karşı yaklaşımın düzelmesi, bu çevrede Hurufi eserlerinin de büyük ölçüde
yayımlanmasına yol açmıştır.
Osmanlı Azerbaycan Hurufilik Bektaşilik Nesimi Hatâî Nebatî Penahî.
Emerging in Azerbaijan in the last quarter of the 14th century, Ḥurūfism started to spread in the
Ottoman Empire in the late 14th and early 15th century. Many Azerbaijani ṣūfīes that were believing
Ḥurūfism also had been taken part in the spread of Ḥurūfism in the Ottoman Empire. In this period
the practice of Ḥurūfies in Azerbaijan, Anatolia and other regions that Turkish culture was spread
increased the significiance of Turkish language. However, Ḥurūfism was not accepted by the
Ottoman Empire because it was against its official ideology. After the 16th century, while loosing its
function as an independent movement in the Ottoman Empire, Ḥurūfism mingled with Bektashism
and essentially became part of this sect. Coming to Bektashism, even though it is not originated from Azerbaijan, at certain period it was
able to operate in Azerbaijan. Unlike Ḥurūfies, the historical sources indicate that Bektashism had
independent dervish lodges within the geography of Azerbaijan during the period of Ṣafavids (1501-
1736). Although these two sects had some initial intellectual familiarity, in fact they do not have
any similar aspect as a mission. Unlike Ḥurūfism, Bektashism was more sistematic in general and
played significiant role in the establishment and development of the Ottoman State. As it was many
medivial Azerbaijani ṣūfī institutions based on the love to Ahl al-bayt, the issue of Imāmat, which was
considered the second of the three period of universe in the thought of Ḥurūfism, was also considered
the main referance point of Bektashism that was spread in Anatolia and Balkans. Especially this
factor had been played a significant role in the conversion of Ḥurūfism into a part of Bektashism in
due course. In this regard, it should be mentioned that the first four poets out of the seven glorious
poets of Alevi-Bektashi groups in today’s Turkey, such as, Nesimi (d. 1417), Khatai (d. 1524), Fuzuli
(d. 1566) and Pir Sultan Abdal (16th century), who comes originally from Khoy, are from Azerbaijan.
Beginning from the 17th century, Bektashis in Anatolia and the Balkans have used the works of
Fazlullah Naimi and his caliphs for the spread of Bektashism. The imrpovement of the approach
against Bektashis during the period of Sultan Abdulaziz (1861-1876) also paved the way to the
publishing of the works of Ḥurūfies substantially in this circumustance.
Ottoman Azerbaijan Ḥurūfism Bektashism Nesimi Khatai Nebati Penahi.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 5 Şubat 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 100 |
Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.