Osmanlı merkez bürokrasisinin önemli bölümlerinden birinin başında bulunan reisülküttaplar ile ilgili bir takım biyografik eser ve bunların tayinlerinden oluşan birkaç liste mevcuttur. Ahmed Resmî Efendi tarafından yazılan Halîfetü’r-rüesâ adlı eser ile Haydar Çelebi’den itibaren, sonradan yapılan eklerle birlikte 1765 tarihine kadar olan reisülküttapların biyografilerini ihtiva etmektedir. Büyük ölçüde kroniklerden derlenerek oluşturulmuştur. Daha sonra Süleyman Faik Efendi 1824 yılına kadar olan reisülküttapları ilave ettiği bir zeyl yazmıştır. Bu iki eser H.1279 yılında İstanbul’da taş baskı olarak neşredilmiştir. Daha sonra İsmail Hami Danişmend ve Yılmaz Öztuna tarafından ağırlıklı olarak bu eserler kullanılarak reisülküttap listeleri oluşturulmuştur. Listeler reisülküttapların tayin ve azil tarihlerini çoğunlukla yıl, bazen de ay ve gün ile birlikte vermektedirler. Kronik kaynaklı bu bilgilerin büyük bir kısmı arşiv belgeleri ile karşılaştırıldığında eksik ve yanlışlıklar içermektedir. Seferler sırasında reisülküttaplar ordu ile sefere katılırlar, merkezde yerine bir vekil tayin edilirdi. Bazen farklı cephelere serdar tayin edildiğinde onun maiyetinde de bir reisülküttap bulunurdu. Böylece bazen reisülküttap sayısı üçe çıkardı. Bu durum bahsettiğimiz listelerde bazı karışıklıkların oluşmasına da sebep olmuştur.
Bu çalışmada arşiv belgeleri taranarak daha sağlıklı bir reisülküttap listesi oluşturulması hedeflenmiştir. Arşiv belgeleri taranırken öncelikle tayinlerin yer aldığı Rüus Defterleri başta olmak üzere tayini konu edinen çeşitli belgeler üzerinde çalışılmıştır. Rüus defter serisindeki eksiklikler bu defterlere dayalı olarak düzenli bir liste oluşturulmasını zorlaştırmıştır. Bu durumda özellikle reisülküttapların idaresindeki kalemlerin ürettiği belgeler tamamlayıcı olmuştur.
Bunlardan Mühimme Defterleri, Ahkâm Defterleri ve Tahvil Defterleri gibi seriler reisülküttap ve sadrıazam değişikliklerini başlık halinde verdiğinden listenin oluşturulmasına katkı sağlamışlardır. İstihkaklarını ulufe olarak alanların ilk tayinlerinde reisülküttaplar göreve başlama yazısı verirlerdi. Bu yazılar bağlı bulundukları yerin defterlerine işlenirdi. Reisülküttabın ismi ve yazının veriliş tarihi bu belgelere işlendiği için bunlardan reisülküttap değişikliklerini tespit mümkün olmaktadır. Buna benzer arşiv taramalarından elde edilen çeşitli belgeler daha sağlıklı ve ayrıntılı bir listenin oluşturulmasına
imkân sağlamışlardır.
Bu çalışmada listenin yanı sıra, tespit edilebildiği kadarıyla reisülküttapların hangi görevden bu makama geldikleri, sonrasında hangi makama tayin edildikleri, ölüm tarihleri, yükselebildikleri en yüksek makamlar gibi elde edilebilen bilgilerden çeşitli istatistikler oluşturulacaktır. Bu bilgilerin yüzyıllara göre ayrı ayrı ortaya konulması reisülküttapların kariyer çizgilerinin belirlenmesini, dışişlerinin ve mülkiyenin bu çizgideki yerini netleştirecektir. Sonuç olarak Osmanlı merkez bürokrasisinin en önemli rükunlarından biri olan bu müessesenin başında bulunan kişiler hakkında Arşiv belgelerinden elde edilmiş sağlıklı bir listeye sahip olunmasının bu alana önemli katkı sağlaması umulmaktadır.
Osmanlı Merkez Teşkilatı Osmanlı Bürokrasisi Reisülküttablık Reisülküttab Listesi
Reisülküttaps, who were at the head of one of the important sections of the Ottoman central bureaucracy, there are a number of biographical works and a few lists of their designations. Starting from Haydar Çelebi with the work called Sefînetü'r-rüesâ written by Ahmed Resmî Efendi, it includes the biographies of the reisülküttaps up to 1765, together with the appendices. It was composed largely from chronicles. Later, Süleyman Faik Efendi wrote an addendum that expands the reisülküttaps until 1824. These two works were published as lithographs in Istanbul in 1279 AH. The lists of reisülküttap were created by İsmail Hami Danişmend and Yılmaz Öztuna, mainly by using these works. The lists often give the designation and dismissal dates of the reisülküttaps together with the year, sometimes with the month and day. Most of this chronically sourced information is incomplete and inaccurate when compared to archival documents. During the expeditions, the reisülküttaps would join the expedition with the army, and a deputy would be appointed in the center. Sometimes, when a serdar was appointed to different fronts, there was a reisülküttap in his entourage. Thus, the number of reisülküttap sometimes increased to three. This situation has also caused some confusion in the lists we mentioned.
In this study, it is aimed to gather a healthier reisülküttap list by scanning archive documents. While scanning the archival documents, various documents dealing with the designations were studied, especially the Rüus Defterleri, which included the designations. The deficiencies in the Rüus Defterleri made it difficult to create an organized list based on these documents. In this case, especially the documents produced by the staff under the administration of the reisülküttaps were complementary. Of these, series such as Mühimme Defterleri, Ahkâm Defterleri and Tahvil Defterleri contributed to the creation of the list, as they gave the changes of reisulküttap and grand vizier under the title. In the first designations of those who received their rations as ulûfe, the reisülküttaps would give a letter of inauguration. These writings were processed in the registers of the place they belonged to. Since the name of the reisulküttap and the date of issue of the article are written on these documents, it is possible to detect the changes of the reisulküttap from them. Various documents obtained from similar archive scans have enabled the creation of a healthier and more detailed list.
In addition to the list, as far as can be determined, various statistics will be acquired from the information that can be obtained, such as from which position the reisülküttaps came, to which office they were subsequently appointed, their date of death, the highest office they rose to. Revealing this information separately according to centuries will determine the career lines of the reisülküttaps and will clarify the place of foreign affairs and mülkiye in this line.
As a result, it is hoped that having a healthy list obtained from archive documents about the people who were at the head of this institution, which is one of the most important elements of the Ottoman central bureaucracy, will make a significant contribution to this field.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Osmanlı Merkez Teşkilatı |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 18 Ekim 2023 |
| Kabul Tarihi | 3 Aralık 2023 |
| Yayımlanma Tarihi | 24 Aralık 2023 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 50 |
Türk Kültürü İncelemeleri – Haziran 2026 Sözlü Çeviri Özel Sayısı
Çağrı Metni
Sözlü çeviri, gündelik karşılaşmalardan kurumsal etkileşimlere kadar uzanan çeşitli bağlamlarda, iki dilli ve kültürlerarası iletişimin merkezinde yer alır. Türkiye’deki sözlü çeviri ortamlarında, dillerden biri büyük ölçüde Türkçedir ve bu uygulamalar, Türkçenin diğer dillerle etkileşiminde ortaya çıkan iletişimsel, kültürel ve toplumsal dinamikleri yansıtır.
Haziran 2026 sayımız için hazırlamakta olduğumuz bu özel sayıyla, Türkiye’deki sözlü çeviri uygulamalarını farklı tür ve bağlamlarda inceleyen özgün araştırmaları bir araya getirmeyi amaçlıyoruz. Bu çalışmalar, sözlü çevirinin dilsel, kültürel, toplumsal ve göstergebilimsel boyutlarına disiplinlerarası bir bakış sunarak, yalnızca çeviribilim alanına değil; Türk dili, kültürü ve toplumu üzerine yapılan araştırmalara da değerli katkılar sağlayacaktır.
Bu doğrultuda, sözlü çeviri üzerine çalışan ulusal ve uluslararası akademisyenleri, araştırmacıları ve alanda aktif profesyonelleri, Haziran 2026 sayımıza katkıda bulunmaya davet ediyoruz. Özel sayıya, Türkiye’deki sözlü çeviri ortamlarında iletişim süreçlerinin, rollerin ve çeviri uygulamalarının nasıl şekillendiğini tartışan kuramsal veya uygulamalı çalışmalarla katkı sunabilirsiniz.
Araştırma konularının, aşağıdaki temalar çerçevesinde tasarlanması önerilmektedir; ancak farklı yaklaşımlar ve konular da değerlendirmeye alınacaktır.
-Sözlü çeviri ortamlarında Türkçenin söylem yapıları ve etkileşimsel stratejileri,
-Mahkeme, hastane, okul gibi kamusal hizmet alanlarında yürütülen sözlü çeviri pratikleri,
-Andaş ve ardıl çeviride, Türkçeye özgü zorluklar ve stratejiler,
-Göç, azınlıklar ve çokdillilik bağlamında sözlü çeviri uygulamaları,
-Sözlü çeviri eğitimi ve öğretiminde dilsel ve kültürel boyutlar,
- Çeviri etiği ve profesyonel normların Türkiye’deki sözlü çeviri uygulamalarına etkisi,
-Teknoloji destekli sözlü çeviri araçlarının kullanımı,
-Toplumsal kriz, afet ve acil durumlarda sözlü çevirmenin rolü.
Önemli Notlar:
Özel sayıya gönderilecek makaleler için son teslim tarihi 15 Mart 2026 olarak belirlenmiştir.
Yazıların künye bilgileri, dipnot sistemi ve kaynakça gösterim şekli internet sayfamızda bulunan makale yazım şablonuna göre hazırlanacaktır.
Call for Papers
Turkish Cultural Studies – June 2026 Special Issue on Interpreting Studies
Interpreting occupies a central position in bilingual and intercultural communication across a wide range of contexts, from everyday encounters to institutional interactions. In interpreting settings in Turkey, one of the working languages is predominantly Turkish, and these practices reflect the communicative, cultural, and social dynamics that emerge through the interaction of Turkish with other languages.
With this special issue, scheduled for publication in June 2026, we aim to bring together original studies that explore interpreting practices in Turkey across diverse genres and contexts. Adopting an interdisciplinary perspective on the linguistic, cultural, social, and semiotic dimensions of interpreting, these contributions will provide valuable insights not only for the field of Translation and Interpreting Studies but also for research on Turkish language, culture, and society.
In this regard, we invite national and international scholars, researchers, and professionals working in the field of interpreting to contribute to our June 2026 issue. Submissions may include theoretical or applied studies that examine how communicative processes, roles, and interpreting practices are shaped within interpreting settings in Turkey.
Suggested, though not exclusive, areas of research include the following themes; alternative approaches and topics will also be considered.
-Discourse structures and interactional strategies of Turkish in interpreting settings,
-Interpreting practices in public service domains such as courts, hospitals, and schools,
-Turkish-specific challenges and strategies in simultaneous and consecutive interpreting,
-Interpreting practices in the context of migration, minority communities, and multilingualism,
-Linguistic and cultural dimensions in interpreter training and education,
-Translation ethics and the impact of professional norms on interpreting practices in Turkey,
-Use of technology-assisted interpreting tools,
-The role of interpreters in social crises, disasters, and emergency situations.
Important Notes:
The deadline for submitting articles to the special issue is March 15, 2026.
The article's citation information, footnote system, and bibliography format will be prepared according to the article writing template available on our website.