-
-
-
Mekânın adlandırılması, yalnızca coğrafi bir yönlendirme işlevi görmekle kalmaz; aynı o mekâna yüklenen tarihsel, kültürel ve ideolojik anlamları da taşır. Mahalle, bir şehir, kasaba ya da kırsal yerleşim birimi içerisinde örgütlenen yerel toplulukları ifade eder. Sosyolojik açıdan bakıldığında, mahalle, bireylerin yüz yüze ilişkiler kurabildiği, aidiyet duygusunun geliştiği en küçük sosyal birimdir. Bu bağlamda mahalle isimleri, kentlerin kolektif hafızasını oluşturan önemli kültürel göstergelerdir. Bu çalışma, Ankara, İzmir, Erzurum, Bursa, Edirne ve İstanbul şehirlerinde kullanılan mikro toplum [yaşam çevresi] isimlerini sosyolojik bir perspektifle ele alarak, adlandırma yoluyla mekânsal kimlik inşasını analiz etmeyi amaçlamaktadır. Temel problem, Türkiye şehirlerinde mahalle adlarının, tarihsel süreç içerisinde nasıl bir anlam katmanına dönüştüğü ve bu isimlerin toplumsal bellekle nasıl bir ilişki kurduğudur. Araştırmada yöntem olarak sosyolojik betimsel analiz benimsenmiş; şehirlerin tarihsel gelişimi, demografik yapısı ve kültürel çeşitliliği göz önünde bulundurularak mahalle adları metin çözümlemesiyle değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda geliştirilen “Tarihî-Yerel İlişkilendirme Matrisi (TYİM)” adlı yeni analiz yöntemiyle mahalle isimleri temelde üç boyutta incelenmiştir: 1) Tarihî referanslar (padişah, savaş, önemli şahsiyet), 2) Coğrafi-topografik unsurlar (tepe, dere, bağ), 3) Kültürel ve dini kodlar (camii, evliya, meslek grubu). Bulgulara göre mahalle isimleri, yalnızca yön tayin eden sözcükler değil, bununla birlikte geçmişin bugüne izdüşümünü kuran anlatısal yapılardır. Özellikle Bursa, Edirne ve İstanbul’da Osmanlı hafızasını taşıyan isimlerin yoğunluğu dikkat çekerken; Ankara ve İzmir’de Cumhuriyet ideolojisinin izleri daha belirgindir. Bu durum, mahalle isimlerinin tarihsel-kültürel dönüşüm süreçlerine göre kolektif kimlik oluşturduğunu ortaya koymaktadır.
Kent Sosyolojisi Kolektif Hafıza Mahalle İsimleri Mekânsal Kimlik Adlandırma Pratikleri Tarihî -Yerel İlişkilendirme Matrisi (TYİM)
Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur.
-
-
-
Die Benennung von Orten erfüllt nicht nur eine geografische Orientierungsfunktion, sondern trägt auch die historischen, kulturellen und ideologischen Bedeutungen, die dem jeweiligen Ort zugeschrieben werden. Ein "Mahalle“ (Stadtviertel) bezeichnet lokale Gemeinschaften innerhalb einer Stadt, eines Dorfes oder einer ländlichen Siedlung. Aus soziologischer Perspektive ist das Mahalle die kleinste soziale Einheit, in der Individuen direkte Beziehungen aufbauen und ein Zugehörigkeitsgefühl entwickeln können. In diesem Zusammenhang stellen Viertelnamen wichtige kulturelle Indikatoren dar, die das kollektive Gedächtnis der Städte formen. Diese Studie zielt darauf ab, die Konstruktion räumlicher Identität durch Benennung zu analysieren, indem sie die Namen von Mikrogemeinschaften (Lebensumfeldern) in den Städten Ankara, Izmir, Erzurum, Bursa, Edirne und Istanbul aus soziologischer Perspektive untersucht. Das zentrale Problem besteht darin zu verstehen, wie sich die Namen der Stadtviertel im historischen Verlauf zu Bedeutungsträgern entwickelt haben und in welcher Beziehung sie zum kollektiven Gedächtnis stehen. Als Methode wurde die soziologische deskriptive Analyse gewählt. Unter Berücksichtigung der historischen Entwicklung, der demografischen Struktur und der kulturellen Vielfalt der Städte wurden die Viertelnamen mittels Textanalyse untersucht.
In diesem Rahmen wurde eine neue Analysemethode entwickelt: die Matrix historisch-lokaler Assoziationen (HLAM). Mit dieser Methode wurden die Viertelnamen in drei Dimensionen analysiert:
Historische Referenzen (z. B. Sultan, Krieg, bedeutende Persönlichkeiten),
Geografisch-topografische Elemente (z. B. Hügel, Tal, Weinberg),
Kulturelle und religiöse Codes (z. B. Moschee, Heiliger, Berufsgruppe).
Die Ergebnisse zeigen, dass Viertelnamen nicht nur der Orientierung dienen, sondern auch narrative Strukturen darstellen, die eine Projektion der Vergangenheit in die Gegenwart ermöglichen. Besonders in Bursa, Edirne und Istanbul fällt die Häufung von Namen auf, die das osmanische Gedächtnis tragen, während in Ankara und Izmir die Spuren der republikanischen Ideologie deutlicher hervortreten.
Dies verdeutlicht, dass Viertelnamen im Kontext historisch-kultureller Transformationsprozesse zur Bildung kollektiver Identität beitragen.
Stadtsoziologie kollektives Gedächtnis Viertelnamen räumliche Identität Benennungspraktiken und die Matrix historisch-lokaler Assoziationen (HLAM)
Im Artikel wurden alle wissenschaftlichen ethischen Regeln eingehalten.
-
-
-
-
The naming of a place serves not only a geographical orientation function but also conveys the historical, cultural, and ideological meanings attributed to that space. A neighborhood refers to a localized community situated within a city, town, or rural settlement. From a sociological perspective, it represents the smallest social unit where individuals can establish face-to-face relationships and develop a sense of belonging. In this context, neighborhood names serve as significant cultural indicators that contribute to the collective memory of cities. This study aims to analyze the construction of spatial identity through naming by examining the names of micro-communities (living environments) in the cities of Ankara, İzmir, Erzurum, Bursa, Edirne, and Istanbul from a sociological perspective. The central research problem is how neighborhood names in Turkish cities have evolved into layers of meaning over time and how these names relate to collective memory. The study adopts a sociological descriptive analysis method. Neighborhood names were evaluated through textual analysis, considering the historical development, demographic structure, and cultural diversity of the cities. In line with this approach, a new analytical model titled the “Historical-Local Association Matrix (HLAM)” was developed to examine neighborhood names in three dimensions: 1) Historical references (sultans, wars, notable figures), 2) Geographical-topographical elements (hill, stream, vineyard), and 3) Cultural and religious codes (mosque, saint, professional guild). The findings indicate that neighborhood names are not merely directional indicators; they also function as narrative structures that project the past onto the present. Notably, Bursa, Edirne, and Istanbul contain a high concentration of names reflecting Ottoman memory, whereas Ankara and İzmir show more prominent traces of Republican ideology. This suggests that neighborhood names contribute to the formation of collective identity according to historical and cultural transformation processes.
Urban Sociology Collective Memory Neighborhood Names Spatial Identity Naming Practices Historical-Local Association Matrix (HLAM)
It is declared that scientific and ethical principles were followed during the preparation of this study and all studies utilized were mentioned in the references.
-
-
-
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Türk Kültür Tarihi, Yeniçağ Kent Tarihi |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Proje Numarası | - |
| Yayımlanma Tarihi | 29 Kasım 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 2 Temmuz 2025 |
| Kabul Tarihi | 14 Eylül 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 54 |
Türk Kültürü İncelemeleri – Haziran 2026 Sözlü Çeviri Özel Sayısı
Çağrı Metni
Sözlü çeviri, gündelik karşılaşmalardan kurumsal etkileşimlere kadar uzanan çeşitli bağlamlarda, iki dilli ve kültürlerarası iletişimin merkezinde yer alır. Türkiye’deki sözlü çeviri ortamlarında, dillerden biri büyük ölçüde Türkçedir ve bu uygulamalar, Türkçenin diğer dillerle etkileşiminde ortaya çıkan iletişimsel, kültürel ve toplumsal dinamikleri yansıtır.
Haziran 2026 sayımız için hazırlamakta olduğumuz bu özel sayıyla, Türkiye’deki sözlü çeviri uygulamalarını farklı tür ve bağlamlarda inceleyen özgün araştırmaları bir araya getirmeyi amaçlıyoruz. Bu çalışmalar, sözlü çevirinin dilsel, kültürel, toplumsal ve göstergebilimsel boyutlarına disiplinlerarası bir bakış sunarak, yalnızca çeviribilim alanına değil; Türk dili, kültürü ve toplumu üzerine yapılan araştırmalara da değerli katkılar sağlayacaktır.
Bu doğrultuda, sözlü çeviri üzerine çalışan ulusal ve uluslararası akademisyenleri, araştırmacıları ve alanda aktif profesyonelleri, Haziran 2026 sayımıza katkıda bulunmaya davet ediyoruz. Özel sayıya, Türkiye’deki sözlü çeviri ortamlarında iletişim süreçlerinin, rollerin ve çeviri uygulamalarının nasıl şekillendiğini tartışan kuramsal veya uygulamalı çalışmalarla katkı sunabilirsiniz.
Araştırma konularının, aşağıdaki temalar çerçevesinde tasarlanması önerilmektedir; ancak farklı yaklaşımlar ve konular da değerlendirmeye alınacaktır.
-Sözlü çeviri ortamlarında Türkçenin söylem yapıları ve etkileşimsel stratejileri,
-Mahkeme, hastane, okul gibi kamusal hizmet alanlarında yürütülen sözlü çeviri pratikleri,
-Andaş ve ardıl çeviride, Türkçeye özgü zorluklar ve stratejiler,
-Göç, azınlıklar ve çokdillilik bağlamında sözlü çeviri uygulamaları,
-Sözlü çeviri eğitimi ve öğretiminde dilsel ve kültürel boyutlar,
- Çeviri etiği ve profesyonel normların Türkiye’deki sözlü çeviri uygulamalarına etkisi,
-Teknoloji destekli sözlü çeviri araçlarının kullanımı,
-Toplumsal kriz, afet ve acil durumlarda sözlü çevirmenin rolü.
Önemli Notlar:
Özel sayıya gönderilecek makaleler için son teslim tarihi 15 Mart 2026 olarak belirlenmiştir.
Yazıların künye bilgileri, dipnot sistemi ve kaynakça gösterim şekli internet sayfamızda bulunan makale yazım şablonuna göre hazırlanacaktır.
Call for Papers
Turkish Cultural Studies – June 2026 Special Issue on Interpreting Studies
Interpreting occupies a central position in bilingual and intercultural communication across a wide range of contexts, from everyday encounters to institutional interactions. In interpreting settings in Turkey, one of the working languages is predominantly Turkish, and these practices reflect the communicative, cultural, and social dynamics that emerge through the interaction of Turkish with other languages.
With this special issue, scheduled for publication in June 2026, we aim to bring together original studies that explore interpreting practices in Turkey across diverse genres and contexts. Adopting an interdisciplinary perspective on the linguistic, cultural, social, and semiotic dimensions of interpreting, these contributions will provide valuable insights not only for the field of Translation and Interpreting Studies but also for research on Turkish language, culture, and society.
In this regard, we invite national and international scholars, researchers, and professionals working in the field of interpreting to contribute to our June 2026 issue. Submissions may include theoretical or applied studies that examine how communicative processes, roles, and interpreting practices are shaped within interpreting settings in Turkey.
Suggested, though not exclusive, areas of research include the following themes; alternative approaches and topics will also be considered.
-Discourse structures and interactional strategies of Turkish in interpreting settings,
-Interpreting practices in public service domains such as courts, hospitals, and schools,
-Turkish-specific challenges and strategies in simultaneous and consecutive interpreting,
-Interpreting practices in the context of migration, minority communities, and multilingualism,
-Linguistic and cultural dimensions in interpreter training and education,
-Translation ethics and the impact of professional norms on interpreting practices in Turkey,
-Use of technology-assisted interpreting tools,
-The role of interpreters in social crises, disasters, and emergency situations.
Important Notes:
The deadline for submitting articles to the special issue is March 15, 2026.
The article's citation information, footnote system, and bibliography format will be prepared according to the article writing template available on our website.