Türkiye’de yapılı çevrenin oluşumunu, başta inşaat sektörüne hâkim olan yatırımcılar olmak üzere diğer aktörler arasındaki siyaset yönlendirmektedir. Bu durumun konut üretim sürecinde insanların ihtiyaç ve önceliklerinin göz ardı edilmesine neden olabilmektedir. Diğer taraftan sürdürülebilir ve yaşanabilir yapılı çevre üretmenin temel koşulu katılımcı bir yaklaşım benimsemektir. Bu çerçevede çalışmanın amacı insanların konut ve konut çevresinin kalitesini belirleyen faktörlere ilişkin önceliklerini belirlemek ve COVID-19 salgınının insanların tercihleri üzerindeki etkisini anlamaktır. Çalışmanın örneklem alanı olan Konya kent merkezinde, COVID-19 öncesi ve sonrası olmak üzere iki ayrı dönemde nicel veriler toplanmıştır. Veriler Analitik Hiyerarşi Süreci (AHP) yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmanın bulgularına göre, katılımcılar için mahremiyet ve güvenlik faktörleri, konut ve konut çevresinin kalitesini belirleyen en önemli unsurlardır. Bununla birlikte katılımcılar yapılaşma tipi olarak az katlı yapıları ve site tipi yapılaşmayı öncelemektedir. Ayrıca katılımcılar, güvenlik açısından komşuluk olgusuna dayalı sosyal kontrol mekanizmasının, güvenlikli-korunaklı sitelere göre daha öncelikli olduğunu düşünmektedir. COVID-19 salgınının insanların konut ve konut çevresinin kalitesini belirleyen faktörlere ilişkin önceliklerini etkilediği ancak etkinin sınırlı olduğu bulunmuştur. Salgın sürecinde yaşanan travma, gelecekte ortaya çıkabilecek olağanüstü durumlara karşı daha dayanıklı yaşam çevreleri oluşturma ihtiyacını ortaya koymaktadır.
The politics direct the formation of the built environment in Turkey among various actors, including investors dominating the construction industry. This situation can lead to disregarding people's needs and priorities in the housing production process. On the other hand, adopting a participatory approach is essential to producing a sustainable and livable built environment. In this context, the study aims to determine people's priorities regarding factors that determine the quality of housing and housing environment and to understand the impact of the COVID-19 pandemic on people's preferences. Quantitative data were collected in Konya city centre, the study's sample area, in two separate periods: before and after COVID-19. The collected data were analyzed using the Analytic Hierarchy Process (AHP) method. According to the research findings, privacy and security factors for the participants are the most critical factors that determine the quality of housing and the housing environment. In addition, participants prefer low-rise buildings and site-type development as housing types. Furthermore, participants believe that the social control mechanism based on the neighborhood phenomenon is more important than the secure-sheltered sites regarding security. The study found that the COVID-19 pandemic affected people's priorities regarding factors determining housing quality and its environment, but the impact was limited. Nevertheless, the trauma experienced during the pandemic reveals the need for creating more resilient living environments for future extraordinary situations.
housing housing environment neighborhood design participation AHP
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kamu Katılımı ve Toplum İştiraki, Kentsel Tasarım |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Ağustos 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 13 Temmuz 2023 |
Kabul Tarihi | 17 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)