Rural architecture is a type of architecture created by a small number of people living together using local materials and craftsmanship traditions. In this architecture, there is a transfer of knowledge from father to son, from master to apprentice. The beginning of rural architecture in the Neolithic Age, also called the "First Village Communities Period", has maintained its vitality by undergoing change and transformation until the Industrial Revolution. Proximity to water resources, water and land transportation routes, agricultural areas and animal husbandry activities, building materials, security concerns, etc. are the determining factors in the selection of rural living areas. The Anatolian land and the parts of the land that were separated from it and turned into islands have been the scene of rural living areas from the beginning to the present day. One of these islands, whose ancient name was Imramos/ Imbrasos, first came under Ottoman rule in 1455. After this period of sovereignty, the name Imroz was changed to Gökçeada in 1970. The Greek name of Dereköy Village in the west of the island before the change was Shinudi, as reflected in Ottoman records. It was the largest village in the country at a time when life was vibrant. From the 18th century to the present day, the village has preserved its traditional structure and was declared an urban protected area in 1991 and included within the scope of the protection law. On the other hand, Ezine, which is within the ancient Troas region, started to witness permanent settlements of Turks since 1306. This process, which started with the Karesi Turks, continued with the Ottoman rule in the years following the accession of Murat I. It is not known when Pinarbasi Village, located 13 km northwest of the district, in the lower part of the largest river of the region, Skamandros (Karamenderes), was founded. In the early 17th century archival documents, the presence of the farm lands of Grand Vizier Derviş Bosnak Pasha makes it possible to trace the beginning of the settlement back to this period. The use of land belonging to Sarıca Pasha's foundation in the early periods and the presence of two farm settlements belonging to Captain Pasha indicate that the village was established as a military settlement. The building stock of the village, which is still alive today, has largely surrendered to reinforced concrete. In this context, it is aimed to examine the Greek village of Dereköy and the Turkish village of Pınarbaşı, both of which are rural living areas in the Ottoman period, in terms of their location, establishment and change processes, and the effect of ethnic belonging on the architectural structure.
Kırsal mimarlık, bir arada yaşayan az sayıda insanın yerel malzeme ve ustalık geleneklerini kullanarak meydana getirdiği bir mimarlık türüdür. Bu mimarlıkta babadan oğula, ustadan çırağa bilgi aktarımı söz konusudur. İlk Köy Toplulukları Dönemi de denen Neolitik Çağ’daki kırsal mimari başlangıç, Sanayi Devrimi’ne kadar değişim ve dönüşüm geçirerek canlılığını korumuştur. Su kaynaklarına, su ve kara ulaşım yollarına, tarım alanları ve hayvancılık faaliyetlerine, inşa malzemesine yakınlık, güvenlik kaygıları vd. sebepler kırsal yaşam alanlarının seçiminde belirleyici unsurlardır. Anadolu karası ve buradan ayrılarak adaya dönüşen kara parçaları başlangıcından günümüze kadar kırsal yaşam alanlarına sahne olmuştur. Bu adalardan antik ismi Imramos/ Imbrasos olan ada ilk kez 1455 yılında Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Bu hakimiyetten sonra İmroz olan ismi 1970 yılında Gökçeada olarak değiştirilmiştir. Adanın batısında bulunan Dereköy Köyü’nün değişmeden önceki Rumca adı, Osmanlı arşiv belgelerine yansıdığı haliyle Shinudi’dir. Yaşamın canlı olduğu devirde ülkenin en büyük köyü durumundadır. 18. yüzyıldan günümüze kadar geleneksel dokusunu korumuş olan köy 1991 yılında kentsel sit alanı ilan edilerek koruma kanunu kapsamına alınmıştır. Diğer yandan antik Troas bölgesi içesinde kalan Ezine, 1306 yılından itibaren Türklerin kalıcı yerleşimlerine sahne olmaya başlamıştır. Karesili Türklerle başlayan bu süreç, I. Murat’tın cülusunu takip eden yıllarda Osmanlı hakimiyeti ile devam etmiştir. İlçenin 13 km kuzeybatısında, bölgenin en büyük akarsuyu Skamandros (Karamenderes)’un Aşağı Skamandros bölümünde bulunan Pınarbaşı Köyü’nün ne zaman kurulduğu bilinmemektedir. 17. yüzyılın başına ait arşiv vesikasında Sadrazam Derviş Boşnak Paşa’nın çiftlik arazilerinin bulunması yerleşimin başlangıcını bu dönemlere kadar indirmeyi mümkün kılmaktadır. Erken devirlerde Saruca Paşa’nın evkafına ait mukataa arazisi olarak kullanılması, Kaptan Paşa’ya ait iki çiftlik yerleşiminin bulunması köyün askeri amaçlı bir yerleşim olarak kurulduğunu göstermektedir. Günümüzde yaşamı canlı olarak devam eden köyün yapı stoku büyük ölçüde betonarme malzemeye teslim olmuştur. Bu bağlamda, her ikisi de Osmanlı dönemi kırsal yaşam alanı olan Rum köyü Dereköy ile Türk köyü Pınarbaşı’nın konumları, kuruluş ve değişim süreçleri, etnik aidiyetlerin mimari dokuya etkisi yönüyle incelenmesi amaçlanmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Mimari Tarih, Teori ve Eleştiri, Mimarlık Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Mart 2024 |
Gönderilme Tarihi | 10 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 23 Şubat 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 1 |