Amaç: Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinde molar gebelik
nedeniyle tedavi gören hastaların risk faktörleri, tedavi yöntemi, b
hCG düzeyi ve gestasyonel trofoblastik hastalık geçirdikten sonra fertilite
durumlarını araştırmayı amaçladık.
Materyal ve Metod: Kadın Hastalıkları servisinde Ocak 2005 –
Temmuz 2009 tarihleri arasında molar gebelik nedeniyle tedavi gören
hastalar çalışmaya dahil edilmiştir. Hastalar yaş, gravide, parite, gebelik
haftası, geçirilmiş molar gebelik öyküsü, eğitim durumu, sosyoekonomik
düzey, akraba evliliği, tedavi yöntemi, b-hCG düzeyi
(molar gebelik tespit edildiği zaman, tedaviden 1 hafta ve 1ay sonra,
b-hCG negatişeşmesi), molar gebelik sonrası gelişen gebelik kriterlerine
göre değerlendirildi.
Bulgular: Patolojik sonuçları incelendiğinde; 60 hastada, 15 (%25.0)
hasta parsiyel mol hidatiformla, 41 (%68.3) hasta komplet mol hidatiformla,
4 (%6.7) hasta invazif mol ile uyumlu idi, koryokarsinoma ile
uyumlu olguya rastlanmadı. Olguların 23’ünde (%38.3) molar gebelik
sonrası gebelik oluşmuştur. Kliniğimizde hastaların tedavisinde tercih
edilen tedavi yöntemi genel anestezi altında “suction küretaj”
olmuştur. Paritesini tamamlamış olan 6 hastaya histerektomi uygulanmıştır.
5 hasta da b-hCG düzeyleri takip süresinde tekrar yükselmesi
üzerine metotreksat ile tedavi edilmiştir.
b-hCG‘nin negatişeşmeşi ortalama 83 günde olmuştur. Bu
çalışmada, tedavi sonrası serum b-hCG düzeylerinin normale iniş
süresi ortalamalarının parsiyel hidatiform mol grubunda 82.66±11.8
gün, komplet hidatiform grubunda 72.32±3.3 gün, invazif hidatiform
mol grubunda 200±18.3 gün olduğu tespit edildi (p<0,05).
Sonuç: Etyolojisi tam olarak netleşmemiş bu durum karşısında
elimizdeki tek seçenek, etkili aile planlaması yöntemleri ile toplumun
tüm katmanlarına ulaşabilmiş bir takip protokolünün yaygınlaş-
tırılması gibi görünmektedir
Aim: The aim of this retrospective study was to analyze the clinica characteristics, risk factors, therapy modalities, b-hCG levels and
future fertility outcomes of patients who were treated fo rmolar pregnancy
in our clinic.
Material and Method: The patients diagnosed as gestational trophoblastic
disease between 2005-2010 was evaluated retrospectively.
Patients’ age, gravidity, parity, gestational age, previous history of
mole hydatiforme, education level, socio-economic status, family history,
treatment method, b-hCG level (when the molar pregnancy is
detected, 1 week and 1 month after treatment, b-hCG negativity
time), were noted and evaluated accordingly.
F›ndings: Out of 60 patients, 15 (25%) patients had partial mole,
41(68.3%) had complete mole and 4 (6.7%) had invasive mole. We did
not encountered choriocarcinoma in our series. After the treatment, 23
patients became pregnant during follow up.
Suction curettage under general anesthesia was the preferred
method of treatment in our series. 6 patients who have completed
their reproductivity were treated with hysterectomy. An increase in
b-hCG levels in the follow-up period in 5 patients were treated with
methotrexate regimen.
The return of serum b-hCG levels to negative after treatment was
within 82.66 ± 11.8 days in partial hydatidiform mole, 72.32 ± 3.3 days
in complete hydatidiform mole group and 200 ± 18.3 days in invasive
hydatidiform mole group (p <0.05).
Conclusion: It seems as if the only option in our hand is effective
family planning and follow up protocol for this condition.
Diğer ID | JA74HC56CC |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2011 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ocak 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 14 Sayı: 1 |