Embodiment might be defined as a complex aporia. In its contingent contexture, it denotes both the corporeality and abstractness of the lived experience. Embodiment is, at the same time, a world-forming experience. It is thus the leitmotif of being and becoming. In brief, it does canvas not only the own-world but also the with-world. Drawing upon hermeneutic phenomenology and general organology, this paper interprets embodiment as an allagmatic system of transductive dispositions in-between immanence, attunement and narration. In this essay, embodiment is interpreted as a transductive system of operations, which is exposed through allagmatic of individuation. Throughout the study, allagmatic has been taken as a critical leitmotif of generating alternative appraisal of psychic and collective individuation. This essay suggests reading some of the key arguments of hermeneutic phenomenology of self, other and world in parallel paths to the possibility of a general organology of individuation. Gilbert Simondon’s ontology of interrelatedness and its critical version in Gilles Deleuze have been taken as central leitmotifs of enhancing allagmatic of embodiment. By reference to critique of hylomorphic exactitude, allagmatic of embodiment presents a reading of being as becoming. As regard to phenomenological and hermeneutical interpretation of embodiment, in line with Simondonian and Deleuzean organology, the major emphasis is posited on Edmund Husserl, Martin Heidegger and Hans-Georg Gadamer’s practical philosophy.
Tecessüm karmaşık bir aporia olarak tanımlanabilir. Bağlamsal niteliği açısından, hayat tecrübesinin cismiyetini olduğu kadar, soyutluğunu da ifade eder. Tecessüm, aynı zamanda, dünya-kuran bir tecrübedir. Tecessüm, varlığın ve var’oluşun tekerrür vasfıdır. Ezcümle; tecessüm, yalnızca özgün-dünya’yı değil, aynı zamanda, birliktelik-dünyası’nı da resmeder. Hermeneutik fenomenoloji ve genel organolojiden hareketle bu çalışma tecessümü; içkinlik, aidiyet ve anlatısallık arası(nda) alagmatik bir aktarımlar sistemi olarak yorumlamaktadır. Bu çalışmada; tecessüm, bireyleşme alagmatiği üzerinden açığa serilen, aktarımsal bir operasyonlar sistemi olarak değerlendirilmiştir. Çalışma boyunca alagmatik, psişik ve kolektif bireyleşmenin alternatif bir okumasını oluşturmak için başvurulan eleştirel bir dayanak olarak ele alınmıştır. Bu makale; kendi, öteki ve dünya’nın hermeneutik fenomenolojisinin kimi öne çıkan argümanlarını, bireyleşmenin genel organolojisi imkânıyla paralel olarak okumayı önermektedir. Gilbert Simondon’un karşılıklı-bağlantısallık ontolojisi ile bunun Gilles Deleuze’deki eleştirel versiyonu, tecessümün allagmatiğini geliştirirken başvurulan merkezi temalardır. Hilomorfik kesinliğin eleştirisine referansla, tecessümün alagmatiği, oluş olarak varlık okuması sunmaktadır. Simondoncu ve Deleuzcü organolojiyle paralel olarak, tecessümün fenomenolojik ve hermeneutik yorumları açısından öncelik; Edmund Husserl, Martin Heidegger ve Hans-Georg Gadamer’in pratik felsefelerine atfedilmektedir.
Tecessüm Simondon hermeneutik fenomenoloji genel organoloji alagmatik bireyleşme kimlik metastabilite inter-kinestetik empati.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2014 |
Gönderilme Tarihi | 9 Ekim 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 182 Sayı: 182 |