“Love” is the most repeated and main subject of Turkish classical literature. Love mentioned in the most of classical work as a topic. Sometimes love used in sufistic meaning and sometimes it is used with real meaning. In both meaning, love is a notion which has no beginnig and no end and the poets used love in their poems accoring this idea. Love has two irreplaceable characters. One of these character is “lover” and the other is “darling/ beloved”. These two charecters are in love with the limit of Turkish classiccal literature. This love is include suffer because of separation of beloved, although this stuation lover is happy anyhow. When we regard the classiccal work we noticed that love is not limited with lover’s life time. In the poems we discover that lover’s “feeling” is continue after death. Lover is trying to tell the feeling to his beloved from underground. Lover expects loyalty like he is alive from his beloved even he is in grave. He try to tell his stuation with his grave’s grass and he try to keep eye on her underground. In this study we try to explain with example couplets that how lover’s love goes on after his death and how to show his love in different ways.
Klâsik Türk şiirinin temel ve devamlı tekrar edilen konularından biri “aşk”tır. Aşk, hemen hemen bütün klâsik eserlerde bir şekilde kendine yer bulmuştur. Aşk sözü edilen eserlerde bazen tasavvufî bazen gerçek anlamıyla kullanılmıştır. “Aşk” her iki anlam dairesinde kullanılsa bile başlangıcı ve sonu olmayan bir kavram olarak değerlendirilmiş ve şairler tarafından bu düşünceye uygun bir şekilde kullanılmıştır. Aşkın vazgeçilmez iki karakteri vardır. Bu karakterlerden ilki “âşık” ikincisi ise “sevgili/mâşuk”tur. Bu iki karakter Klâsik Edebiyatın çizmiş olduğu sınırlar çerçevesinde, çoğunlukla ayrılıktan doğan acı, sıkıntı, kederin yoğun bir şekilde yaşandığı ve âşığın içinde bulunulan bu durumdan bir şekilde mutlu olduğu bir aşk motifi içinde şiirlerde kendilerine yer bulur. Klâsik eserlere dikkatli bir gözle bakıldığında sözü edilen aşk motifinin sadece âşığın hayatı ile sınırlı olmadığı görülür. Şiirlerden, âşığın öldükten sonra bile sevgilisine karşı olan duygularının devam ettiği anlaşılır. Âşık öldükten sonra sevgilisine karşı hissettiği aşkı yerin altında bile anlatmaya çalışmaktadır. Âşık, mezarında da, hayattayken olduğu gibi sevgilisinden vefâ bekler. Sevgilisine, mezarının üzerinde biten otlar aracılığıyla içinde bulunduğu durumu anlatmaya çalışır. Mezarının etrafında biten nergis çiçekleriyle sevgilisine göz kulak olmak ister. Bu çalışmada, âşık ile mâşuk arasında varolan aşkın, âşığın ölümünden sonra da devam ettiği ve âşığın, sevgilisine öldükten sonra bile çeşitli şekillerde bu aşkı göstermeye çalıştığı beyitler ışığında izah edilmeye çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Şubat 2013 |
Gönderilme Tarihi | 9 Ekim 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 172 Sayı: 172 |