2000’li yıllarda Durkheim araştırmacıları arasında üç isim öne çıkmıştır: R. Alun Jones, Warren Schmaus ve Anne W. Rawls. Bu üç isim arasında Durkheim’ın felsefi kökenleri ve metodolojisi bağlamında tartışmalar yürütülmüştür. Bu makalede, zikredilen üç ismin Durkheim’ın metodolojisinin ana sütunları olan ampirizme bakışını, sosyolojik araştırmada hipotez kullanıma dayalı bilimsel yaklaşımını ve kategorilerin toplumsallığına yönelik tutumunu nasıl yorumladıkları tartışılmıştır. Schmaus, Durkheim’ı eklektik spiritüalist bir geleneğin ürünü olarak değerlendirip onun bütünüyle ampirist olarak görülemeyeceğini ifade edip ‘ampirik tümdengelim’e başvurduğunu ifade eder. Rawls ise, Durkheim’ın hipotez kullanma girişiminin İngiliz ampirizmiyle yakından ilişkili olduğunu ve Hume ile birçok konuda hemfikir olduğunu belirtir ve onu bir ‘sosyo-ampirist’ olarak tanımlar. Jones ise, Durkheim’ın sosyolojinin inşasındaki amaçlarının ahlaki ve politik olduğunu ve bu nedenle de onun ‘sosyal realist’ olduğunu dile getirir. Çalışmada bu üç yazarın yürüttüğü ampirizm, kategori ve hipotez tartışmalarından hareketle Durkheim’ın metodolojisinin tarihsel öneminin altı bir kez daha çizilmiştir. Durkheim’ın bir yandan epistemolojik olarak ampirizm ve apriorizm gerilimini aşmaya çalıştığı bunu yapabilmek için kategorileri toplumsallaştırdığı ve naturalistik eğilimleri nedeniyle bir ampirik araştırmacı gibi hipotezleri kullanmak yönünde eğiliminin olduğu ve bunlarla birlikte ampirik verinin soyutlanması gerektiğini de vurguladığı görülmüştür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 3 Ağustos 2022 |
Gönderilme Tarihi | 2 Şubat 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 26 Sayı: 2 |