Social work, which was established as a
profession in the last quarter of the nineteenth century, continues its path by
struggling with old-time and new difficulties. Areas such as child abuse and
child protection, mental health, elderly care, rehabilitation of disabled
people and health support services constitute areas of ongoing struggle and
intervention for the social work. However, in this century, it is seen that new
struggle and intervention areas have been appeared, which is defined as
ecological crisis including climate change, natural disasters (erosion,
landslide, drought and migration), global warming, disappearance of habitable natural
areas and destruction of arable land areas. The ecological crisis and its
structural problems affect the relationships at individual, group and community
level. Therefore, this issue is closely related to many academic disciplines
and professions, particularly social work. On the other hand, the issue of
poverty which is at the outset of this study is one of the most common social
problems in the field of social work. The problem of poverty, which was
regarded as an economic problem in the past, is now being dealt with in a
multidimensional structure within the framework of humanitarian poverty, under
the influence of modernity and globalization. This study adopts a perspective
of the social work on the potential individual, group and social problems that
may arise as a result of the transition of the relationship between nature and
human beings which is based on dialogue to a monologue structure based on
tyranny and hierarchy. In addition, this study discusses the past, the present
and the future of social work within the framework of the concepts such as the
humanitarian poverty, environmental justice and rights. In the conclusion part,
the duties and responsibilities of social workers are evaluated within the
context of ecological justice or/and constitution discussions by considering
this issue as an existing problem beyond ethical or legal issues.
19. yüzyılın son çeyreğinde
profesyonel bir meslek olarak temelleri atılan sosyal hizmet, günümüzde eski ve
yeni zorluklarla mücadele ederek yoluna devam etmektedir. Yoksullukla mücadele
başta olmak üzere çocuk istismarı ve çocuk koruma, ruh sağlığı, yaşlı bakımı, engellilerin
rehabilitasyonu ve sağlık destek hizmetleri gibi alanlar geçmişten bugüne devam
eden mücadele ve müdahale alanlarını oluşturmaktadır. Ancak bu yüzyılda iklim
değişikliği, doğal afetler (erozyon, heyelan, kuraklık ve sel nedeniyle göç),
küresel ısınma, yaşanabilir doğal alanların yok olması, ekilebilir tarım
alanlarının tahribatını içeren ekolojik krizler mesleğin gündemine yeni mücadele
ve müdahale alanlarını da dahil etmiştir. Söz konusu ekolojik kriz ve ortaya
çıkardığı yapısal sorunlar birey, grup ve toplum düzeyindeki ilişkileri
etkilemesi nedeniyle başta sosyal hizmet olmak üzere pek çok akademik disiplini
ve mesleği de yakından ilgilendirmektedir. Öte yandan bu çalışmanın çıkış
noktasında yer alan yoksulluk sorunu, sosyal hizmet alanında en sık karşılaşılan
toplumsal sorunlardan biridir. Geçmişte yoksulluk sorunu ekonomik temelde ele
alınırken bugün modernitenin ve küreselleşmenin de etkisiyle insani yoksulluk odağında
çok boyutlu bir yapı içinde ele alınmaktadır. Bu çalışmada sosyal hizmet bakış
açısıyla insan türünün bir parçası olduğu doğa ile arasındaki diyaloğa dayalı
ilişkinin; tahakküm ve hiyerarşiye dayalı monolog bir yapıya dönüşmesi
sonucunda oluşabilecek birey, grup ve toplum düzeyindeki sorunların neler
olabileceği irdelenmektedir. Bu çalışmada ayrıca insani yoksulluk, çevresel
adalet ve hak kavramları ekseninde sosyal hizmetin geçmişi, bugünü ve geleceği de
ele alınıp tartışılmaktadır. Çalışmanın sonuç bölümünde bu çerçevede sosyal
hizmet uzmanlarına düşen görev ve sorumluluklar da etik veya hukuki konuların
ötesinde bir varoluş sorunu olarak ele alınarak ekolojik adalet ve/veya anayasa
tartışmaları bağlamında değerlendirilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Eylül 2019 |
Gönderilme Tarihi | 23 Şubat 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 30 Sayı: 3 |