Old age is a life stage in which individuals are exposed to physical, psychological and social changes and experience various fragilities and precarities in this process. This indicates that old age is not only an individual experience but also a phenomenon shaped by social and structural dynamics. The dissolution of welfare regimes and the spread of neoliberal policies have brought flexibility and competition to the forefront in the labor market, while reshaping concepts such as subjectivity, identity and moral responsibility. These transformations in the economic and social structure have led to the emergence of new forms of precarity in old age. As a concept associated with vulnerability and fragility, precarity allows us to address the risks encountered in old age not only in their individual but also in their structural dimensions. This study aims to assess how the precarity experienced in old age is shaped by dynamics such as gender, health conditions, disability, care, income security, social isolation and social protection mechanisms from the perspective of intersectionality and cumulative inequality theory.
Yaşlılık, bireylerin fiziksel, ruhsal ve sosyal değişimlere maruz kaldığı, bu süreçte çeşitli kırılganlıklar ve güvencesizliklerin deneyimlendiği bir yaşam evresidir. Bu durum, yaşlılığın bireysel bir deneyim olmasının ötesinde, toplumsal ve yapısal dinamiklerle şekillenen bir olgu olduğunu göstermektedir. Refah rejimlerindeki çözülmeler ve neoliberal politikaların yaygınlaşması, emek piyasasında esneklik ve rekabeti ön plana çıkarırken, öznellik, kimlik ve ahlaki sorumluluk gibi kavramları da yeniden şekillendirmiştir. Ekonomik ve toplumsal yapıda meydana gelen bu dönüşümler, yaşlılık döneminde yeni güvencesizlik biçimlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Savunmasızlık ve kırılganlıkla ilişkilendirilen bir kavram olan güvencesizlik, yaşlılık sürecinde karşılaşılan riskleri yalnızca bireysel değil, aynı zamanda yapısal boyutlarıyla da ele almaya imkân tanır. Bu çalışma, yaşlılık döneminde deneyimlenen güvencesizliklerin cinsiyet, sağlık koşulları, engellilik, bakım, gelir güvencesi, sosyal izolasyon ve sosyal koruma mekanizmaları gibi dinamikler tarafından nasıl şekillendiğini kesişimsellik ve kümülatif eşitsizlik teorisi perspektifinden değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
Güvencesizlik Yaşlılık Kesişimsellik Kümülatif Eşitsizlikler
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Danışmanlık, Refah ve Toplum Hizmetleri |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Temmuz 2025 |
Gönderilme Tarihi | 10 Ocak 2025 |
Kabul Tarihi | 21 Haziran 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 36 Sayı: 3 |