The Kaunos Demeter Sanctuary has been identified in the 1970s and rescue excavations have been carried out in this area. However, since no studies were carried out and no studies were conducted for the determination of the materials, no archaeological and scientific studies were conducted on the area until 1992. After this date, the first phase of the resumption excavation work was ended with a TUBITAK project. This article aims to reveal the results of the excavations carried out within this scope and the findings related to the architecture and identification of the area. The area is located on a terrace in the part of Kaunos almaks called Küçükkale. The ruins of a large church were seen on the terrace, but no temple belonging to the earlier phase was found. It could be reached by the stairs made with care on the west side. As a result of the excavations carried out in the area, it has been determined that the interior of the Church is full of waste with offerings. In number, the largest group of finds is oil lamps, followed by terracotta figurines. In addition, a large number of miniature hydria and animal bones were found next to the kyhtras. The area has the most brilliant time in the Hekatomnids period.
Caunus Demeter Church Terracotta Hydria Animal Bones Channels
Kaunos Demeter Kutsal Alanı henüz 1970’li yıllarda tespit edilmiş ve bu alanda kurtarma kazıları yürütülmüştür. Ancak gerek çalışmaların tamamlanmaması, gerek malzemelerin tespitine yönelik herhangi bir çalışma yürütülmemesi nedeniyle 1992 yılına kadar alan üzerine herhangi bir arkeolojik ve bilimsel çalışma yapılmamıştır. Bu tarihten sonra tekrar kurtarma kazısı olarak başlatılan çalışmaların ilk aşaması bir TÜBİTAK projesi ile sonlandırılmıştır. Bu makale, bu kapsamda gerçekleştirilen kazılarla elde edilen sonuçların alanın mimarisi ve identifikasyonuna yönelik tespitleri ortaya koymayı amaçlamaktadır. Alan Kaunos’un Küçükkale olarak adlandırılan kısmında, bir teras üzerinde yer almaktadır. Terasın üzerinde büyük bir kiliseye ait kalıntılar görülürken daha erken evreye ait bir tapınağa yönelik ize rastlanmamıştır. Buraya batı taraftaki özenle yapılmış merdivenler yoluyla ulaşılmaktaydı. Alanda yapılan kazılar sonucu Kilise’nin iç bölümünün tamamen adakların atıklarıyla dolu olduğu tespit edilmiştir. Sayıca en büyük buluntu grubunu kandiller oluşturmakta olup onu terakota figürinler takip etmektedir. Ayrıca çok sayıda minyatür hydria ile kyhtraların yanında hayvan kemikleri de ele geçmiştir. Alan en parlak zamanını Hekatomnidler döneminde yaşamıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 24 |