Colonnaded streets are an indispensable architectural structure of Hellenistic and Roman cities. They were the main structure of the city, connecting different parts of the city and leading to the agora, temples, and important monuments. In the early Byzantine period, the colonnaded street took over the role of the ancient agora in urban life and became a space in which local tradition was reflected. This study aims to investigate the morphological transformation of the colonnaded street from the ancient Roman period to the Byzantine period and to analyze the reasons for this. In the study, the selection of cities with colonnaded streets was influenced by the fact that their origins date back to antiquity and that they were at times densely populated. For this reason, the cities in western and southwestern Asia Minor, the region where settlement was geographically dense throughout the historical process, were considered. The qualitative research method was applied in the study and the methodology consisted of three phases. In the first phase, the periodic characteristics of the ancient Roman and Byzantine periods were defined. In the second phase, archeological excavation reports were examined and the information obtained from these documents was analyzed and interpreted. In the third phase, the Roman and Byzantine periods and the phases of the Byzantine period at the beginning and after the 6th century were analyzed. As a result, it was found that the traces of antiquity persisted in late antiquity and the colonnaded streets largely retained their importance. However, towards the end of the 6th century, many manifestations of ancient culture began to disappear due to the new values that the Christian religion introduced into daily life; the street areas were used as churches, stores, workshops and residences; they were even interrupted by the city wall, and for this reason the colonnaded streets could only be preserved in large cities.
Colonnaded Street Asia Minor Late Antiquity Byzantine Period Transformation
Sütunlu caddeler Helenistik Dönem ve Roma Dönemi şehirlerinin vazgeçilmez bir mimari yapısıdır. Bu caddeler kentin çeşitli yerlerini birbirine bağlayan agora, tapınak ve önemli anıtlara giden görkemli caddeler olup kentin ana strüktürünü oluştururlar. Erken Bizans Dönemi’nde ise, antik agoranın sivil yaşamda oynadığı rolü sütunlu cadde üstlenmiş ve yerel geleneğin yansıtıldığı bir alan haline gelmiştir. Bu çalışmanın** amacı Antik Roma Dönemi’nden Bizans Dönemi’ne sütunlu caddenin morfolojik dönüşümünü ele almak ve sebeplerini incelemektir. Çalışmada sütunlu caddelerin bulunduğu kentlerin seçiminde, kökenlerinin Antik Çağ’a dayanması ve dönemsel olarak yoğun nüfusun bulunması etkili olmuş bu nedenle tarihsel süreç boyunca coğrafi bakımdan yerleşimlerin yoğun olduğu bölge olan Anadolu’nun batısında ve güneybatısında yer alan kentler dikkate alınmıştır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılarak metodoloji üç aşamadan oluşturulmuştur. İlk aşamada dönemsel karakteristik özelliklerin tanımlaması Antik Roma Dönemi ve Bizans Dönemi için yapılmıştır. İkinci aşamada özellikle arkeolojik kazı raporları incelenmiş ve bu belgelerden elde edilen bilgiler analiz edilerek yorumlanmıştır. Üçüncü aşamada ise Roma ve Bizans Dönemi ile Bizans Dönemi’nin erken ve 6. yüzyıl sonrası evreleri karşılaştırılmıştır. Sonuçta Geç Antik Çağ’da Antik Dönem’in izlerinin sürmeye devam ettiği, sütunlu caddelerin büyük ölçüde önemini koruduğu; ancak 6. yüzyılın sonuna gelindiğinde antik kültürün pek çok tezahürünün, Hristiyan dininin günlük hayata getirdiği yeni değerler nedeniyle silinmeye başladığı; cadde alanlarının kilise, dükkan, atölye ve konut olarak kullanılmış olduğu; hatta kent suru ile kesintiye uğradığı ve bu nedenle de büyük kentler dışında sütunlu caddelerin korunamamış olduğu saptanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ortaçağ Arkeolojisi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mart 2025 |
Kabul Tarihi | 1 Haziran 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 36 |
Vedat Dalokay Caddesi No: 112 Çankaya 06670 ANKARA
tuba-ar@tuba.gov.tr
(+90) (212) 219 16 60
TÜBA-AR Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji Dergisi / Turkish Academy of Sciences Journal of Archaeology (TÜBA-AR), dergide yayımlanan makalelerde ifade edilen görüşleri resmî olarak benimsememekte ve derginin basılı ya da çevrim içi sürümlerinde yer alan herhangi bir ürün veya hizmet reklamı konusunda garanti vermemektedir. Yayımlanan makalelerin bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazar(lar)a aittir.
Makalelerle birlikte gönderilen resim, şekil, tablo vb. materyaller özgün olmalı ya da daha önce yayımlanmışlarsa, hem basılı hem de çevrim içi sürümlerde yayımlanmak üzere eser sahibinden alınmış yazılı izinle birlikte sunulmalıdır. Yazar(lar), dergide yayımlanan çalışmalarının telif hakkını saklı tutar. Makale dergide yayımlandığında, mali haklar ve umuma iletim hakları, işleme, çoğaltma, temsil, basım, yayın ve dağıtım hakları TÜBA’ya devredilecektir. Yayımlanan tüm içeriklerin (metin ve görsel materyaller) telif hakları dergiye aittir. Dergide yayımlanmak üzere kabul edilen makaleler için telif hakkı ya da başka bir ad altında ödeme yapılmaz ve yazar(lar)dan makale işlem ücreti alınmaz; ancak yeniden baskı (reprint) talepleri yazarın sorumluluğundadır.
Bilimsel bilgi ve araştırmalara küresel açık erişimi teşvik etmek amacıyla TÜBA, çevrim içi olarak yayımlanan tüm içeriklerin (aksi belirtilmedikçe) okuyucular, araştırmacılar ve kurumlar tarafından serbestçe kullanılmasına izin vermektedir. Bu kullanım, eserin kaynağının belirtilmesi koşuluyla ve ticari amaç dışında, herhangi bir değişiklik yapılmaksızın Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International (CC BY-NC-ND 4.0) Uluslararası Lisansı kapsamında mümkündür. Ticari kullanım için lütfen yayıncı ile iletişime geçiniz.