Kendini dine adayan bireyler, hristiyanlık dinine dayalı ibadetlerini rahatsız edilmeden yapabilmek amacıyla ilk olarak Mısır’daki çöllere sığınmıştır. Münzevi yaşamı benimseyen bireylerin bu yaşam şekli, belirli kurallar altında ilkelden gelişmişe doğru ilerlemiştir. Manastır adı altında oluşan bu yaşam şekli ilerleyen yıllarda Anadolu’ya taşınmıştır. Manastırların kuralları azizler tarafından oluşturulsa da her manastır, kuralları kendi ilkeleri çerçevesinde düzenlemiştir. Hristiyanlıkta önemli yer tutan manastırlar, inziva amaçlı şehrin uzak alanlarına kurulmuşlardır ve kendi kendine yetebilen bir kompleks şeklinde oluşmuşlardır. Manastırın bulunduğu yere, siyasi-sosyal düzenine ve keşişlerin mesleklerine göre kompleks içerisinde farklı yapılar mevcut olmuştur. Bu sebeple manastır komplekslerinin fiziki yapısının özgünlüğü bulunmaktadır. Studios Manastır Kilisesi ise MS 463 yılında İstanbul’da kurulmuştur. Manastır, günümüzde harabe halinde olan bazilikası ile İstanbul’un en eski dini yapısıdır. Manastır, 8. yüzyılda manastırın başına geçen Theodore’un kuralları ile siyasi-sosyal etkinin mekânda en ideal şekilde uygulanması gerçekleşmiştir. Manastırda yaşayan keşişler, Theodore’un kurallarını typikon adı verilen günlüklere yazmıştır. Bu çalışma kapsamında; Studios Manastır Kilisesi’nin kurallarının manastır kompleksindeki mekanlara etkilerinin incelenmesi amaçlanmış olmakla birlikte bunun sonuçlarının araştırılması hedeflenmiştir. En ilkelden en gelişmişine doğru, dönemin siyasi-sosyal etkisi ile birlikte fiziksel manastır kompleksine etkileri gibi durumların tartışılması amaçlanmıştır.
Manastır Oluşumu Studios Manastır Kilisesi Manastır Kuralları Mekan Oluşumu
Individuals who devote themselves to religion first sought refuge in the deserts of Egypt in order to be able to perform their Christian worship without being disturbed. This primitive life of individuals who have adopted the hermit life has progressed towards development under certain rules. This way of life, which was formed under the name of monastery, was moved to Anatolia in the following years. Although the rules of the monasteries were created by the saints, each monastery organized the rules within the framework of its own principles. Monasteries, which have an important place in Christianity, were built in remote areas of the city for seclusion purposes and were formed as a self-sufficient complex. There were different structures in the complex according to the location of the monastery, its political-social order and the professions of the monks. For this reason, the physical structure of the monastery complexes has uniqueness. Studios Monastery Church was founded in 463 AD in Istanbul. The monastery is the oldest religious building in Istanbul, with its basilica in ruins today. With the rules of Theodore, who became the head of the monastery in the 8th century, the most ideal application of political-social influence in the place was realized. The monks living in the monastery wrote down Theodore’s rules in diaries called typikon. This scope of work; While it was aimed to examine the effects of the rules of the Studios Monastery Church on the spaces in the monastery complex, it was aimed to investigate the results of this. From the most primitive to the most advanced, it is aimed to discuss the political-social effect of the period as well as the effects on the physical monastery complex.
Monastery Formation Studios Monastery Church Monastery Rules Space Formation
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kültürel çalışmalar |
Bölüm | Tez Özeti |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 29 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 28 |
Yayıncı
Vedat Dalokay Caddesi No: 112 Çankaya 06670 ANKARA
tuba-ked@tuba.gov.tr
(+90) (212) 219 16 60
TÜBA-KED Türkiye Bilimler Akademisi Kültür Envanteri Dergisi / Turkish Academy of Sciences Journal of Cultural Inventory (TÜBA-KED), dergide yayımlanan makalelerde ifade edilen görüşleri resmî olarak benimsememekte ve derginin basılı ya da çevrim içi sürümlerinde yer alan herhangi bir ürün veya hizmet reklamı konusunda garanti vermemektedir. Yayımlanan makalelerin bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazar(lar)a aittir.
Makalelerle birlikte gönderilen resim, şekil, tablo vb. materyaller özgün olmalı ya da daha önce yayımlanmışlarsa, hem basılı hem de çevrim içi sürümlerde yayımlanmak üzere eser sahibinden alınmış yazılı izinle birlikte sunulmalıdır. Yazar(lar), dergide yayımlanan çalışmalarının telif hakkını saklı tutar. Makale dergide yayımlandığında, mali haklar ve umuma iletim hakları, işleme, çoğaltma, temsil, basım, yayın ve dağıtım hakları TÜBA’ya devredilecektir. Yayımlanan tüm içeriklerin (metin ve görsel materyaller) telif hakları dergiye aittir. Dergide yayımlanmak üzere kabul edilen makaleler için telif hakkı ya da başka bir ad altında ödeme yapılmaz ve yazar(lar)dan makale işlem ücreti alınmaz; ancak yeniden baskı (reprint) talepleri yazarın sorumluluğundadır.
Bilimsel bilgi ve araştırmalara küresel açık erişimi teşvik etmek amacıyla TÜBA, çevrim içi olarak yayımlanan tüm içeriklerin (aksi belirtilmedikçe) okuyucular, araştırmacılar ve kurumlar tarafından serbestçe kullanılmasına izin vermektedir. Bu kullanım, eserin kaynağının belirtilmesi koşuluyla ve ticari amaç dışında, herhangi bir değişiklik yapılmaksızın Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International (CC BY-NC-ND 4.0) Uluslararası Lisansı kapsamında mümkündür. Ticari kullanım için lütfen yayıncı ile iletişime geçiniz.