İnsanları
birbirinden ayıran kişilik özellikleri olduğu gibi toplumları da birbirinden
ayıran kültürleridir. Yaşam tarzı ve sanat anlayışından şehir yapılaşmasına varıncaya
değin, ortaya konulan her başarı, hayata bakıştan izler taşır. Bu bağlamda
tarihte iz bırakmış bütün milletler, kendisinden söz ettirecek bir başarıya
imza atmışlardır. Türk kültür ve medeniyet tarihine baktığımızda, aile kurumu
başta olmak üzere, toplumsal kurumların sağlam bir nizam içerisinde toplumu
ayakta tuttuğunu görmekteyiz.
Köklü bir
hayat algısını ifade eden Ahilik, 13. asırda Anadolu’da Ahi Evran tarafından
kurulmuştur. Bugün her ne kadar önemini kaybetmiş bir anlayış gibi düşünülse de
İslâm inancıyla birlikte Türk örf ve âdetlerine dayanması bakımından millî
karakterimizin oluşmasında hâlâ önemli bir güce sahiptir. Bu teşkilatın
yapısını incelediğimizde insan ve iktisat kavramının birbirini tamamlayan iki
unsur olarak ele alındığını görmekteyiz. İktisadî yapısını anlayabilmek için
önce nasıl bir insan yetiştirilmek istenilmişti onu anlamak gerekir. Bu
çalışmada estetik ile sosyal hayatın kaynaşması, iman aşkı, Ahilikte kendini
bilen insan tipinin millî benlik açısından önemi üzerinde durulacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 24 Temmuz 2019 |
Kabul Tarihi | 8 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 47 |