In most studies conducted in Turkish, all three “metaphors,” “istiara” and “eğretileme” are considered as synonyms.
Although it is known that these concepts are not the same by the experts who have knowledge of
the subject, the attitude that they are synonymous persists. As a reason for this, it is shown that metaphor is
often met with the word metaphor in Arabic sources. For this reason, the subject of how the Arabic metaphor
entered was examined in terms of Aristotle's two concepts of De Poetica and Rhetoric metaphor. Aristotle is a
thinker and a man of letters who influenced both the period he lived in and the ages after him with his mentality
and his works. In the first three centuries of Hijri, a real scientific mobilization started in the great scientific
centers of the Islamic world such as Bukhara, Damascus and Cairo, especially in the Bayt al-Hikma in Baghdad.
As a result, the works of Indian, Persian and Ancient Greek scholars were translated into Arabic. Aristotle's
works such as De Poetica and Rhetoric also got their share from this translation activity. In the translation of
these works into Arabic, it is aimed to understand the ijaz of the Qur'an, as well as to influence the members
of other religions in the region and to achieve a uniform structure in the Islamic geography. Various rhetoric
mentioned in Aristotle's works were first assimilated by Muslim scholars and then reinterpreted. Therefore,
it is quite natural for rhetorical scholars to be influenced by Aristotle's thoughts. In this study, the concept of
"metaphor", which is the basis of metaphor based on analogy in Arabic Rhetoric, which Aristotle frequently
emphasizes in his works called Rhetoric and Poetics, has been examined.
Türkçe yapılan çoğu çalışmalarda metafor istiare ve eğretileme üçü de eş anlamlı olarak ele alınmaktadır. Konuya
hâkim olan uzmanlarca bu kavramların aynı olmadıkları bilindiği halde bunların eş anlamlı olduklarına
dair tutum ısrarla sürdürülmektedir. Buna gerekçe olarak Arapça kaynaklarda çoğu zaman metafor kelimesi
istiare kelimesiyle karşılanması gösterilmektedir. Bu nedenle Arapça istiare nasıl girmiştir konusunu Aristo’nun
iki eseri De Poetica ve Rhetoric metafor kavramı açısından incelenmiştir. Aristoteles gerek yaşadığı dönemi
gerekse kendinden sonraki çağları düşünce yapısıyla ve kaleme aldığı eserleriyle etkilemiş bir düşünür ve bir
edebiyatçıdır. Hicri ilk üç yüzyılda başta Bağdat’taki Beytü’l-Hikme olmak üzere İslam dünyasının Buhara, Şam
ve Kahire gibi büyük ilim merkezlerinde gerçek bir bilim seferberliği başlamıştır. Bunun bir sonucu Hint, Pers
ve Eski Yunan bilginlerinin eserleri Arapçaya tercüme edilmiştir. Bu tercüme faaliyetinden Aristo’nun De Poetica
ve Rhetoric gibi eserleri de nasibini almıştır. Bu eserlerin Arapçaya tercümesinde Kur’an-ı Kerim’in icazını
anlamanın yanı sıra bölgedeki diğer din mensuplarını etkileyip, İslam coğrafyasının yeknesak bir yapıya
kavuşması hedeflenmiştir. Aristo’nun eserlerinde bahsi geçen çeşitli söz sanatları önce Müslüman bilginlerce
özümsenmiş sonra da yeniden yorumlanmıştır. Bundan dolayı belagat bilginlerin Aristo’nun düşüncelerinden
etkilenmesi son derece doğaldır. Bu çalışmada Aristo’nun Retorik ve Poetika adlı eserlerinde üzerinde sıkça
durduğu, Arap Belagat ilmindeki benzetme üzerine kurulu istiarenin de temelini oluşturan “metafor” kavramı
incelenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları, Dilbilim, Edebi Çalışmalar, Kültürel çalışmalar |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License