Turks played an important role in the development of steppe culture. Turks were the first in history to domesticate the horse and utilize it for riding. The production of an array of tools through the melting of iron has elevated the significance of this metal in various contexts. The increased utilization of iron was a pivotal factor in the advancement of Steppe Turkish culture. The convergence of equestrian mobility, the strength of iron, and the tenacity of the Turk gave rise to a culture of speed, power, and dynamism. These elements were instrumental in the formation and evolution of the prominent Steppe Turkish empires. Among them the Scythians, Hun/Xiong-nu and the Kök Türks are the most outstanding. Their societies had interconnected traditions. Prehistoric traditions can be studied through archaeological findings. Later, written documents provide significant information. It is highly observable that the Scythian traditions were inherited by the Huns and Kök Türks. Military traditions include hunting, sending an arrow, gathering a war assembly, making a parade, knotting the tail of a horse, etc. can be specified. Thanks to those traditions, we can learn more about the cultures of the afore-said societies. Besides, they make clear the very continuity of the traditions in the steppe societies However, a significant part of them is shared among the three social entities. Cultural continuity and prevalence in the steppe environment reveal the importance of military traditions. This study focuses on pre-war military traditions according to archaeological findings and written sources. Written sources are largely supported by archaeological findings. It is noteworthy that the information in domestic and foreign sources supports each other. All source data is evaluated in detail. Based on all the data, it is possible to say that an attempt is made to determine the continuity and prevalence of the mentioned traditions.
Türkler bozkır kültürünün gelişmesinde önemli rol üstlenmişlerdir. Atı ilk ehlileştirip, binek hayvanı olarak kullanan Türklerdir. Demirin eritilerek çeşitli araç gereçlerin üretilmesi, bu metalin kullanımının önemini artırmıştır. Bozkır Türk kültürü, demir kullanımının artmasıyla önemli bir gelişim göstermiştir. Atın hızının, demirin sağlamlığının ve Türk'ün güçlü iradesinin birleşimi ile bozkır kültürü hız, güç ve dinamizm kazanmıştır. Bu faktörler, büyük bozkır Türk devletlerinin kurulup gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Bunlar arasında İskit, Hun ve Gök Türk devletleri önemli bir yer tutmaktadır. İskit, Hun ve Gök Türk toplumlarında çeşitli geleneklerden söz etmek mümkündür. Bozkırlarda tarih öncesi dönemlerde görülen gelenekler, arkeolojik kaynaklarla takip edilebilmektedir. Daha sonra yazılı kaynaklar sayesinde bilgi sahibi olunmaktadır. İskitlerden başlayarak Hunlar ve Gök Türklere geleneklerin geçtiği görülmektedir. Askerî gelenekler arasında sürek avına çıkma, ok gönderme, savaş meclisi toplama, geçit töreni yapma, at kuyruğu bağlama vb. belirtilebilir. Bunlar savaş öncesi askerî geleneklerdir. Bu gelenekler sayesinde İskit, Hun ve Gök Türk toplumlarının kültürleri öğrenilebilmektedir. Ayrıca bozkır kavimlerinde yaşatılan geleneklerin sürekliliği ortaya konulmaktadır. Bu geleneklere bakarak bozkır kavimlerinin yüksek bir kültüre ulaştığını söylemek mümkün olabilmektedir. Bozkır çevresinde kültürel süreklilik ve yaygınlık askerî geleneklerin önemini ortaya koymaktadır. Bu çalışmada arkeolojik buluntular ve yazılı kaynaklara göre savaş öncesi askerî gelenekler üzerinde durulmaktadır. Yazılı kaynakları arkeolojik buluntular büyük ölçüde desteklemektedir. Yerli ve yabancı kaynaklarda geçen bilgilerin de birbirini desteklediği dikkat çekmektedir. Bütün kaynak verileri ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmektedir. Bütün verilerden hareketle adı geçen geleneklerin süreklilik ve yaygınlığının tespit edilmeye çalışıldığını söylemek mümkündür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Eskiçağ Tarihi (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ocak 2025 |
Gönderilme Tarihi | 3 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 7 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 82 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License