In Turkish literature, some works are sometimes discussed within the context of imitation and plagiarism. One of said poems is Tevfik Fikret’s “Hân-ı Yağma”. It is true that Turkish poetry was first influenced by Persian literature and then by Western sources after Tanzimat. However, all these debates on imitation-plagiarism-stolen works are not independent from the debate on originality in art. The individuality and originality of art is a relatively modern concept, because art is something that is mostly produced within a tradition, and "imitation, inspiration and master-apprentice relationships are part of it. Every artist is influenced by the things around them, by the artists and works of art they interact with, by the paradigms of their own age; however, the important thing is to use these influences to build something that did not exist before. Classical Turkish literature is full of examples of this, and tradition was built entirely on a common ideology and images. Likewise, humanist and neoclassical art was based on the imitation of antiquity, of the old masters, and this was even considered a sine qua non for ""true art"". Originality was a quest that became more prominent with modernism. Quoted or imitated qualities have different functions in different cultures and traditions.
Hân-ı Yağma is inspired by Joyeuse Vie and Ruy Blas's tirade, but the poem it constructs with this material expresses a new and radical aKitude within Turkish poetry. Hugo’s, Baudelaire's, Mallarmé's imagery is often imitated in Turkish literature, but these materials have reached a new composition in the new poetic tradition into which it has entered. The chain of inspiration cannot ever be presented objectively, and each text is more or less intertextual. For this reason, the text should be analysed in itself that is in light of what it has created with the materials of its interactions, inspirations or re-writings. “Hân-ı Yağma” has a value that transcends the imitated elements.
Imitation originality intertextuality Turkish poetry French poetry Tevfik Fikret “Hân-ı Yağma” style artistic interaction
"Türk edebiyatında kimi eserlerin zaman zaman taklit ve intihal bağlamında tartışıldığını görülür. Bunlardan biri de Tevfik Fikret’in “Hân-ı Yağma” adlı şiiridir. Türk şiirinin önce İran edebiyatından Tanzimat’tan sonra da Batılı kaynaklardan etkilendiği gerçektir. Ancak bütün bu taklit-intihal-çalıntı tartışmaları, sanaKa özgünlük tartışmasından bağımsız değildir. Sanatın bireysel ve özgün olması görece modern bir kavramdır çünkü sanat çoğunlukla bir gelenek içinde üretilir ve taklit, esinlenme, usta-çırak ilişkisi onun bir parçasıdır. Her sanatçı çevresindeki sanatçılardan, sanat eserlerinden, kendi çağının paradigmalarından etkilenir; önemli olan bu etkilerle daha önce var olmayan bir şey inşa etmesi ya da taklit eKiği şeyi kendine özgü hale getirebilmesidir.
“Hân-ı Yağma” şiiri, Joyeuse Vie’den ve Ruy Blas’ın tiradından esinlenirse de Tevfik Fikret’in bu malzemeyle kurduğu şiir Türk şiiri içinde yeni ve radikal bir tutumu ifade eder. Türk edebiyatında Hugo’nun, Baudelaire’in, Mallarmé’nin imgeleri sıkça kopyalanmıştır ancak bu malzeme içine girdiği yeni şiir geleneğinde yeni bir terkibe ulaşmıştır. Esinlenme zinciri hiçbir zaman nesnel olarak ortaya konamaz ve her eser az ya da çok metinlerarasıdır. Bu nedenle eserin kendisinden, yani etkileştiği, esinlendiği ya da yeniden yazdığı malzemeyle ne oluşturduğundan hareketle değer tayini yapılmalıdır. “Hân-ı Yağma”, taklit ettiği ögeleri aşan bir değere sahiptir.
Taklit özgünlük metinlerarasılık Türk şiiri Fransız şiiri Tevfik Fikret Hân-ı Yağma üslûp sanatsal etkileşim
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 29 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 15 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 2024 Sayı: 47 |