Kıpçak boylarının XI. Asırdan itibaren değişik vesilelerle Harezm bögesine doğru yayılmaları dördüncü kuşak Harezmşah hanedanlığıyla aralarında münasebetleri kaçınılmaz hale getirmiştir. Her iki tarafın çıkarına uygun düşen bu süreç, bir yandan Kıpçak boylarının büyük hayvan sürüleri için yaylak ve kışlak gereksinimini karşılarken; diğer yandan Harezmşah ordusunun asker ihtiyacını gidermiş oluyordu. Özellikle Sultan Tekiş döneminde beyleriyle birlikte kalabalık bir Kıpçak zümresinin Harezmşah hizmetine girmesiyle ilişkiler farklı bir boyut kazandı. Zira Tekiş’in Kıpçak beyinin kızı Terken Hatun ile yaptığı izdivaç, Kıpçak unsurlarını hızlı bir şekilde devletin askeri ve idari teşkilatına hâkim olmalarının önünü açtı. Sultan Tekiş’in ölümünden sonra hat sahfaya ulaşan bu hâkimiyet, Terken Hatun’a büyük bir kudret kazandırmıştı. Valide Sultan’ın desteğini arkalarına alan bu Kıpçak hegemonyası ise devlet otoritesini hiçe sayacak kadar ileri gidebiliyordu. Dolayısıyla bu keyfi davranışlar devleti bir feleketin eşiğine getirmekte gecikmemiş; Moğol işgal hareketini hızlandırmıştı.
Celaleddin Harzmşah’ın, devleti İran ve Azerbaycan’da yeniden canlandırma teşebbüsleri, Harezmşahlarla Kıpçaklarıın yolunu bir kez daha kesiştirdi. Celaleddin’in gücüne güç katan Kıpçaklar, O’nun ölümüyle başıboş hareket etmeye başladılar. Sonuçta Selçuklu ve Eyyubiler tarafından değerlendirilmeye çalışılan bu muharip güç, Anadolu ve yakın çevresinde günümüze kadar devam edecek kültürel tesirler bıraktılar.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Mayıs 2021 |
Gönderilme Tarihi | 17 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 34 |