Akademik yaşamının başlangıç yıllarında ve doktora çalışmasında ele aldığı konu Ural-Altay dilleri olan Willi Bang, bu dilerin akraba olduğuna inanıyordu. İngiliz dili profesörü olan Bang’ın bu konuyla uğraşması, Belçika’da bulunduğu I. Dünya Savaşı öncesinde Türkoloji ile ilgilenmesinden dolayıdır. Bang’ın Ural-Altay dilleri teorisi, “aglütinasyon” yani “bitişkenlik teorisi” diye bilinen teori üzerine kurulmuştu. Bitişkenlik teorisine göre, yapım öğeleri, sözlüksel anlam taşıyan öğelerden ortaya çıkmıştır. Yani yapım öğeleri, somut anlamları unutulmaya yüz tutmuş ve sonunda tamamen kaybolmuş olan sözlüksel öğelerden türemiştir. Bang’ın 1890 yılından başlayarak yazdığı yazılarda yaptığı cüretkâr etimolojiler, bu teoriye bağlı kalınarak yapılmıştır
Willi Bang, who examined the Ural-Altaic languages during his pre-doctoral and doctoral studies, argued that these languages were related. Whereas Bang was actually a professor of the English language, his work on the Ural-Altaic languages arose from his interest in Turkology in pre-World War I Belgium. Bang’s theory of the Ural-Altaic languages is based on the concept of “agglutination”, the theory that words are formed through the addition of suffixes. Accordingly, the bold etymological formulations in Bang’s writings from 1890 and beyond, reflect his efforts to explain the origin of constructional and inflectional suffixes by means of verb stems or roots
Diğer ID | JA32FJ42VS |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2011 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ağustos 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 18 Sayı: 2 |