Yüz yıldan fazladır, Türk toplumu, geçirmekte olduğu büyük sosyo-kültürel değişim içinde, her şeyden daha önemli olan, doğal süreci aşan bir dil devrimi yaşamaktadır. İmparatorluk dili bırakılmış, yeni bir ulusal dil oluşturulması yoluna girilmiş, bunda da başarılı olunmuştur. Ancak, eski metinlerin, özellikle de edebiyat eserlerinin okunmasını engelleyen bır durum ortaya çıkmış;ve, bu durumu telafi etmek için diliçi çeviri bir çıkar yol olarak kaçınılmaz olmuştur. Bu yazıda, Türkçe’de bu yeni hareketin en tipik örneğini oluşturan, Halid Ziya Uşaklıgil'in kendi eseri Mai ve Siyah'ı, yazılışından elli yıl sonra sadeleştirmesinden başlayarak; bu kere, ikinci şahısların şiir alanında, Tevfik Fikret'in Rübab-ı Şikeste sadeleştirmeleri ele alınmış; son olarak da, Mustafa Kemal'in Nutuk'unun sonuna yine kendisinin eklediği Gençliğe Hitabe diye bilinen metin üzerinde durulmuştur. Uygulanan yöntemin esasını, Ferdinand de Saussure'ün "dil göstergesinin nedensizliği”ne karşı, Emile Benveniste'in "dil göstergesi nedensiz değildir" karşıtlığı oluşturmuştur. Buradan hareketle, yine Saussure'ün, "gösteren değişirse, gösterilen de değişir" ilkesi uyarınca, bu üç tip sadeleştirmenin de başarılı olamayacağı sonucuna varılmıştır
Diliçi çeviri Dil göstergesinin nedensizliği Türk Dil Devrimi Sadeleştirme Ferdinand de Saussure Emile Benveniste.
The linguistic revolution has been the most striking and atypical aspect of the
very significant socio-cultural transformation that the Turkish society has been
undergoing for more than a century. The language of the Empire was abandoned
and the successful endeavour of constructing a new national language was
undertaken. However, intralinguistic translation became a must in order to make up
for the impossibility of reading old, especially literary texts.
First the article looks into Halid Ziya Uşaklıgil’s simplification of his own
novel Mai ve Siyah (Blue and Black) after 50 years of its publication as the most
typical example of this attitude, which also demonstrates that the effort is inevitable.
Secondly, it examines various efforts to purify Tevfik Fikret’s Rübab-ı Şikeste (The
Broken Lute). The article finally deals with the text known as The Address to Turkish
Youth annexed by Mustafa Kemal to Nutuk .
The method employed in the article rests on the contrast between Ferdinand de
Saussure’s idea of the ‘‘arbitrariness of linguistic signifier’’ and Emile Benveniste’s
idea that ‘‘linguistic signifier is not arbitrary’’. Taking Saussure’s principle
according to which ‘‘the signified changes if the signifier is changed’’, the article
concludes that the three abovementioned simplifications cannot be successful.
Intralinguistic translation arbitrariness of linguistic signifier Turkish Linguistic Revolution purification Ferdinand de Saussure Emile Benveniste
Diğer ID | JA75UP69UD |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2011 |
Gönderilme Tarihi | 1 Nisan 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 18 Sayı: 1 |