Baskı
Karşıtı Sosyal Çalışma geleneksel sosyal hizmet modellerine bir başkaldırıdır.
O, her türlü eşitsizliğe karşı çıkar ve kendini ezilen sınıfların yanında
görür. Baskı karşıtı sosyal çalışma bireyin yaşadığı sorunların kaynağı ve
sorumlusu olarak toplumsal, sosyo-kültürel, politik durumları görür. Bu
doğrultuda, bu tür denetim mekanizmalarına karşı bireyin hareket alanının
genişletilmesinin gerekliliğini savunur. Bu makalede, baskı karşıtı sosyal
çalışmanın kendini toplum içi güç savaşlarının ortasında bulduğu ve sosyal
adaleti sağlamak amacıyla gerçekleştirmeyi savunduğu değişimlerin yasal ve
toplumsal boyutta meşruiyet zemininden yoksun olduğu tartışılmaktadır.
Anti-Oppressive Social Work is a rebellion against
traditional social work models. The model opposes any kind of inequality and
sees itself beside the oppressed classes. Anti-opressive social work sees
social, socio-cultural, political situations as the source and responsible of
the problems that an individual experiences. In this direction, the model
advocates that necessity of expanding the movement of the individual against
control mechanisms. In this article it is argued that anti-oppressive social work
finds itself in the midst of power wars in society and the changes that it
advocates to achieve in order to achieve social justice are devoid of
legitimacy at the legal and societal level.
Konular | Sosyoloji (Diğer) |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 27 Aralık 2017 |
Kabul Tarihi | 31 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 1 Sayı: 2 |