İnsanoğlu geçmişten günümüze süregelen bir etkileşim ağı içerisindedir. Etkileşim esnasında kültürler arasında dilsel ilişkiler kurulur. Bu ilişkiler diller arası bağ kurmaya yardımcı olurken aynı zamanda karşılıklı iletişimsel bazı sorunların da doğmasına neden olur. Bu sorun dünya dilleri üzerinde genel bir konudur. Toplumlar iletişimi sağlamak ve bu dilsel engelleri aşmak amacıyla birbirlerinin dilini, kültürünü, edebiyatını, tarihini ve sanatını öğrenmeye başlar. Bu gereksinim ile birlikte toplumlar arasında dilsel etkileşimin bir sonucu olarak diller arasında karşılıklı sözcük alıntılamaları kaçınılmaz olur. Bu süreç içerisinde alıntılanan sözcüklerde sözcüğün kaynak dilde karşıladığı anlamı ile hedef dildeki karşılığı arasında anlamsal tutarsızlıklar olabileceği gibi aktarımsal sorunlar da meydana gelir. Kültürler arasında ortaya çıkabilecek bu sorunların giderilmesi ve sözcüklerdeki anlamın doğru bir şekilde aktarılmasını sağlamak için dilsel olgulara yoğunlaşılmalıdır. Bu doğrultuda Hint-Avrupa dil ailesinin Slav Dilleri grubunun Doğu Slav Dilleri alt grubundan olan Rusça ile Ural-Altay dil grubunun Altay grubundan olan Türkçe arasında karşılıklı alıntılanan sözcüklerin anlamsal ilişkilerine değinilmiştir. Alıntılanan sözcüklerin kaynak ve hedef dildeki anlamsal eş değerlikleri ve ileti dizgeleri incelenmiştir. Anlamsal eş değerliği teyit edilen alıntı sözcükler örnekler dâhilinde açıklanmıştır.
Human societies engage in continuous interaction spanning across historical epochs to the present day. Within these interactions, linguistic ties are forged between cultures, facilitating cross-cultural communication. While these linguistic connections foster inter-linguistic bonds, they also give rise to mutual communicative challenges. This phenomenon is pervasive across the spectrum of world languages. To bridge these linguistic divides, individuals embark on journeys to learn each other’s languages, cultures, literature, histories, and arts, thereby facilitating effective communication and overcoming linguistic barriers. Consequently, due to the imperative of intercultural communication, the mutual borrowing of words between languages becomes inevitable. However, this process can introduce semantic disparities between the original meaning of a word in the source language and its counterpart in the target language, leading to challenges in accurately conveying intended meanings. To mitigate such challenges and ensure precision in communication, it is imperative to focus on linguistic phenomena. In this context, this paper explores the semantic relations of mutually borrowed words between Russian, a member of the East Slavic Languages subgroup within the Slavic Languages group of the Indo-European language family, and Turkish, belonging to the Altaic group within the Ural-Altaic language family. The study examines the semantic equivalences and contextual nuances of borrowed words in both the source and target languages, providing illustrative examples to elucidate confirmed semantic equivalences.
Russian Language Turkish Language Borrowed Words Semantic Equivalence.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Rus Dili, Edebiyatı ve Kültürü |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Eylül 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 29 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 24 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 7 Sayı: 3 |
* Hakemlerimizin uzmanlık alanlarını detaylı olarak girmesi süreçte hakem ataması açısından önem arz etmektedir.
* Dergimize gönderilen makaleler sadece ön değerlendirme sürecinde gerekçe gösterilerek geri çekilebilir. Değerlendirme sürecine geçen makalelerin geri çekilmesi mümkün değildir. Anlayışınız için teşekkür eder iyi çalışmalar dileriz.