Amerikalı devlet adamı, John Adams’ın ünlü bir sözü şöyledir: “Bir ülkeyi fethetmenin ve köleleştirmenin iki yolu vardır: Biri kılıçladır; diğeri ise borçladır.” Bu söz, borç, yardım ve hibe gibi uluslararası mali ilişkilerin, salt iyi niyetten kaynaklı, meleksi bir girişim olamayacağı gerçeğine yapılan çarpıcı bir yollamadır.
Bu çerçevede uluslararası dış yardımların, ülkelerin “idealist duruşlarından kaynaklı iyilikçi bir politika mı”, yoksa “pragmatist hedeflerinden neşet eden kolonyalist bir enstrüman mı” olduğu meselesi kritik önemi haiz bir konudur.
Bu çalışmanın amacı; Çin ve Batı yardımları arasında karşılaştırmalı bir analiz yaparak, Çin dış yardımlarının, “Çin’in medeniyetçi perspektifinin bir yansıması olarak karşılıklı yarara mı dayandığını”, yoksa “neo-kolonyalizm yüklü hegemonik emellerinin bir aracı olarak örtük bir işlev mi gördüğünü” araştırmaktır.
Bu noktada makalenin argümantif pozisyonu, dünyanın çift kutupluluğa ya da olasıdır ki; çok kutupluluğa doğru gittiği argümanından hareketle, Çin yardımlarında; hegemonik ve kolonyalist hedeflerin belirleyici olduğu yönündedir. Ancak son dönemlerde Batı’nın yardım politikalarını klonlayan Çin, dış yardım politikasının retoriğini “barışçıl, medeniyetçi ve hayırseverlik” nosyonları üzerine oturtarak, “rıza üretmeye” çalışmaktadır.
Aynı bağlamda, Batı yardımlarının sömürgeci, emperyalist ve hegemonik boyutu da göz ardı edilemez olup; Batı yardımları, özünde hiç de masum değildir. Zira Batı yardımlarını alan ülkelerle yoksulluk düzeyi arasında her zaman doğrusal bir ilişki olmadığı gibi, Batı yardımlarında jeostratejik hedefler, ekonomik ve siyasi çıkarlar oldukça önemli bir yer tutmaktadır.
Çin Dış Yardımları Batı Yardımları Hegemonya Neo-Kolonyalizm Konstrüktivizm.
American statesman John Adams famously said: “There are two ways to conquer and enslave a country: one is by the sword; the other is by debt.” This saying is a striking reference to the fact that international financial relations such as loans, aid and grants cannot be angelic initiatives stemming from pure goodwill.
In this context, the question of whether international foreign aid is “a benevolent policy stemming from the idealistic stances of countries” or “a colonialist instrument stemming from their pragmatist goals” is a critical issue.
The purpose of this study is to conduct a comparative analysis between Chinese and Western aid and to investigate whether Chinese foreign aid is “based on mutual benefit as a reflection of China’s civilizationist perspective” or “serves a covert function as a tool of its hegemonic ambitions loaded with neo-colonialism.”
At this point, the argumentative position of the article is to base the argument that the world is heading towards bipolarity or, more likely, multipolarity, and to investigate the following in Chinese aid: is that hegemonic and colonialist goals are decisive. However, China, which has recently cloned the aid policies of the West, is trying to “produce consent” by basing the rhetoric of its foreign aid policy on the notions of “peaceful, civilizational and philanthropic”.
In the same context, the colonialist, imperialist and hegemonic dimensions of Western aid cannot be ignored; Western aid is not innocent at all. Because there is not always a linear relationship between the countries receiving Western aid and their poverty levels, geostrategic goals, economic and political interests have a very important place in Western aid.
Chinese Foreign Aid Western Aid Hegemony Neo-Colonialism Constructivism
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kalkınma Coğrafyası, Siyasi Coğrafya, Sosyoloji (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 31 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 29 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 7 Sayı: 13 |