Batı Sahra Sorunu; sömürgecilik mirasının, Soğuk Savaş dinamiklerinin, jeopolitik çıkarların ve Fas ile Cezayir arasındaki bölgesel nüfuz mücadelesinin iç içe geçtiği bir sorun niteliğindedir. İspanya sömürge yönetiminin ardından Fas ve -kısa süreli olarak- Moritanya tarafından işgal edilen bölge, Sahra halkının önce sömürgeci, sonra işgalci güçlere karşı bağımsızlık mücadelesine sahne olmuştur. Birleşmiş Milletler’in sorunu çözme çabaları, Fas’ın egemenlik iddialarına örtülü olarak destek veren ABD ve Fransa gibi ülkelerin tutumu nedeniyle sonuca ulaşamamış ve tıkanma noktasına gelmiştir. Batı Sahra halkının kendi kaderini tayin hakkı uluslararası toplum tarafından kabul edilmekte, ancak Fas’ın egemenliği altında bir özerklikten fazlasına izin vermeme yönündeki tutumu, bağımsızlık talep eden Sahralı milliyetçiler tarafından reddedilmektedir. Tarafların tutumlarındaki farklılık, Birleşmiş Milletler’in karşılıklı olarak kabul edilebilir bir siyasi çözüme ulaşılması beklentisinin gerçekçiliğinin sorgulanmasına neden olmaktadır. Makalede Batı Sahra Sorunu’nun ortaya çıkış nedenleri ile gelişimi ele alınmakta ve sorunun müzakereler yoluyla çözülmesinin mümkün olup olmadığı sorusunun cevaplanması amaçlanmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 4 Sayı: 1 |
Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi birbirinden ayrılamaz bir bütünün iki parçasıdır. Uluslararası İlişkiler disiplini içerisinde yer alan çoğu konu diplomasi ışığında ele alınmakta, en başta gelen politik, ekonomik konular uluslararası ilişkiler ve diplomasinin birlikte hareket etmesi ile açıklanmakta ya da çözüme kavuşturulabilmektedir. Bu nedenle derginin isminin Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi olmasına karar verilmiştir. Dergimizin; Uluslararası İlişkiler, Diplomasi, Ekonomi, Temel Bilimler ve Sosyal Bilimlerin, siyaset, ekonomi, ekonomi-politik, diplomasi uygulamaları, siyasi tarih, uluslararası antlaşmalar, uluslararası örgütler, hukuk, uluslararası hukuk gibi alanları ile alakalı olarak bilim dünyasına önemli katkı yapması beklenmektedir.