1990’ların başından itibaren Uluslararası İlişkilerde yaygınlaşan inşacı (konstrüktivist-constructivist) yaklaşımlar temel olarak uluslararası sistemin sosyal-kültürel yapısına, bu yapının devlet kimliklerini ve ulusal çıkar tanımlarını şekillendirmesine ve bu yapı içinde devletlerin sosyal aktörler olarak yerindelik/uygunluk mantığı içinde hareket etmelerine vurgu yapmışlardır. Bu makalede, bölgesel düzeydeki inşacı araştırmalar incelenerek, bu araştırmaların inşacı Uluslararası İlişkiler kuramına ve bölgeselcilik çalışmalarına katkıları değerlendirilecektir. Makalede ayrıca, söz konusu karşılıklı yarar ilişkisinin ilerletilmesine dair öneriler sunulacaktır. Bölgeselci inşacı araştırmalar, inşacı kuramda temel rol oynayan kolektif kimlik, sosyalleşme, güvenlik cemaati gibi kavramlarla ilgili ampirik olarak sınanabilir orta düzey önermeler geliştirilmesini sağlamış ve aynı zamanda bölgeselcilik çalışmalarını ana akım Uluslararası İlişkiler kuramlarına daha iyi entegre etmiştir. Karşılaştırmalı bölgeselci araştırmalar, bu karşılıklı yarar ilişkisini daha da ileri götürerek, kolektif kimlik oluşumu ve sosyalleşme için farklı yolların tespit edilmesi, farklı tip kolektif kimliklerin bölgesel düzen ve politika yakınsaması üzerine etkilerinin incelenmesi ve farklı sosyalleşme süreçlerinin göreceli sürdürülebilirliğinin araştırılmasına fırsat tanıyabilir.
Constructivist approaches to International Relations have mainly put emphasis on the social structure of the international system, the constitution of state identities and interests, and the logic of appropriateness driving state behavior within this structure. Constructivist studies on regions and regionalism have made significant contributions both to constructivist International Relations theory and to regionalism studies. This article aims to take stock of this mutually beneficial relationship and advance some proposals on how it can be furthered. Regionalist constructivist studies have developed empirically testable propositions on key concepts in constructivist theory such as collective identity, socialization, and security community. They have also helped integrate regionalism studies into mainstream international relations theory debates. Constructivist comparative regionalist studies would further this mutually beneficial relationship by enabling the analysis of different pathways of collective identity formation and socialization, the implications of different types of collective identity on regional order and policy convergence, and the relative sustainability of different processes of socialization
Diğer ID | JA82SR85PH |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 |