Vahşet suçlarının yaşandığı durumlarda bölgedeki nüfusun çatışmadan ve/veya ülkeden kaçmaya çalışması
olağandır. Bu durum, ülkeleri içinde zorla yerinden edilmiş kişilerin (IDP) ve mültecilerin oluşmasına neden
olurken aynı zamanda bahsi geçen devletin sınırları içindeki nüfusu korumakta başarısız olduğunun, yani
koruma sorumluluğunu (R2P) yerine getiremediğinin önemli bir göstergesidir. Bu tür durumlarda, R2P
çerçevesinde uluslararası toplumun yalnızca vahşet suçlarını durdurmaya yönelik değil, zorla yerinden edilmiş
kişileri korumaya yönelik de sorumlulukları vardır. R2P’nin üç sütunlu uygulama stratejisi çerçevesinde bu
kişilerin korunmasının nasıl sağlanabileceğini ele alan bu makalede, prensibin tamamlayıcı bir koruma çerçevesi
ortaya koyduğu savunulmaktadır.
R2P Zorla Yerinden Edilme Koruma Rejimleri Birleşmiş Milletler Vahşet Suçları
During mass atrocities, the population in the region usually tries to escape from the conflict and/or country.
While this leads to the emergence of IDPs and refugees, it is also an important indication of the state’s failure
to protect its population, i.e. its responsibility to protect (R2P). In such cases, the international community has
a responsibility not only to stop the atrocity crimes, but also to protect the forcibly displaced persons. In this
article analysing how these persons can be protected on the basis of R2P’s three-pillar implementation strategy,
it is argued that R2P provides a complementary protection framework.
Forced Displacement Protection Regimes United Nations Mass Atrocity Crimes R2P
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 18 Sayı: 71 |