Arap Baharı olarak adlandırılan süreçte Ortadoğu’daki halk ayaklanmaları, Tunus’tan Mısır’a, ardından Libya’ya hızla yayılarak yerleşik rejimlerin statükolarını tehdit etmiştir. Bu ayaklanmalar, Libya’da da sivil insanların silahlanmasıyla birlikte savaşın kanlı yüzünü ortaya sermiştir. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nde askeri müdahale dahil olmak üzere alınması gereken önlemler tartışılırken; Rusya, Libya’daki sorunun barışçıl ve siyasi yöntemlerle çözülmesi gerektiğini ve askeri müdahalenin kalıcı bir çözüm sağlayamayacağını savunmuştur. Bu bağlamda çalışmada, Rusya-Libya ilişkilerinin tarihi arka planına değinmekle birlikte, Güvenlik Konseyi’nde Libya’ya yönelik askeri müdahaleyi içeren karar taslakları üzerinde yapılan tartışmalarda Rusya’nın öne sürdüğü argümanlar incelenmiş ve nasıl bir tutum sergilediği analiz edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mayıs 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 2 Sayı: 1 |