Bu çalışma son dönemlerde sosyal politikalar geliştirilerek aktif yaşlanma ile faal nüfusun bir parçası haline gelme gayreti içerisinde olan yaşlının, Covid-19 salgını sürecinde maruz kaldığı ayrımcılıkla yaşadığı sosyal problemleri ele almaktadır. Çalışmanın amacı, toplumsal ilişkilerde ve sosyal yapıda meydana gelen değişikliklerden en çok etkilenen ve kırılgan kitle içerisinde bulunan yaşlıların, yaşamış olduğu sorunlara ek olarak salgın süreciyle birlikte damgalama yoluyla maruz kaldıkları ayrımcılığa dikkat çekmektir. 2020 yılının mart ayı itibariyle küresel boyutlara ulaşan Yeni Tip Korona Virüs (Covid-19), bulaşma riski yüksek olan bir hastalık olarak ciddi önlemlerin alınmasına neden olmuştur. Hastalığın etkilerinin hassas gruplar için yıkıcı olması, riskli gruplar üzerinde tedbirlerin daha geniş kapsamlı alınmasına neden olmuştur. Bu süreçte, kronik hastalar ve 65 yaş üstü bireylerin korunması amacıyla alınan önlemlere, gerek görsel medyada gerekse sosyal medyada geniş yer verilmiştir. Özellikle yaşlıların sokağa çıkma kısıtlamasının bir karantina süreci olarak algılanmasına neden olan açıklamalar, modernleşme ile beraber ciddi oranda statü kaybı yaşayarak sosyal problemleri artan yaşlıların yeni bir ayrımcılıkla karşı karşıya kalmalarına neden olmuştur. Önlemler kırılgan olan risk gruplarını korumaya yönelik alınırken, dünyanın birçok ülkesinde ana akım medya ve sosyal medyanın bu önlemleri, salgının yaşlılar üzerinden yayıldığı algısına neden olan haberleri ve paylaşımları nedeniyle hastalığın kaynağı yaşlılar olarak görülmüştür. Yaşlıya karşı aktif nüfus tarafından (15-64) gerçekleştirilen yaş ayrımcılığı (yaşçılık), salgın sürecinde başka bir boyut kazanarak epidemik bir stigma haline dönüşmüştür. Ana akım medyada salgın süreciyle ilgili haberler yaşlı kitle üzerinde alınan tedbirlerle dile getirilmiş, salgın kökenli ölümler yaş değişkeni üzerinden açıklanmış ve dolayısıyla salgınla ilgili alınacak tedbirler ve Covid-19 gündemleri yaşlılar üzerinden gerçekleştirilmiştir. Popüler eğlence kültürünün önemli araçlarından biri olan sosyal medya aracılığıyla yapılan paylaşımlar, 65 yaş ve üstü kişileri salgının seyri konusunda neden göstermiş ve yaşlı ayrımcılığını şiddetlendirmiştir. Aktif nüfus içerisinde başarılı yaşlanma girişimleriyle var olabilme mücadelesi veren yaşlının, yaşlanmayla beraber artan sorunlar nedeniyle dezavantajlı durumu, salgın sürecinde oluşan algı ile çarpıcı boyutlara ulaşmış ve birçok olumsuz örneklerle vicdanları yaralayan görüntülere neden olmuştur. Bu kapsamda çalışma, yaşlıya karşı bulaşıcı bir hastalığın yayılma hızına bağlı oluşan epidemi durumunda, aktif nüfus olarak nitelendirilen kitle tarafından ayırt edilmesine neden olan, yaşa dayalı (algılanabilir toplumsal özelliklerine göre) başkalaştırma veya ayrımcılık yapılması suretiyle damgalanmasını ve ortaya çıkan epidemik stigma (salgının nedeni- salgın yoluyla damgalama, iz) sürecini ele almaktadır.
Covid-19 Salgını Yaşlı Yaş Ayrımcılığı Damgalama Aktif Yaşlanma
This study deals with the social problems experienced by the elderly, who are trying to become a part of the active population with active aging by developing social policies recently, due to the discrimination they are exposed to during the Covid-19 epidemic. The aim of the study is to draw attention to the discrimination that the elderly, who are most affected by the changes in social relations and social structure, and who are among the fragile population, in addition to the problems they have experienced, through stigmatization with the epidemic process. The New Type Corona Virus (Covid -19), which has reached global dimensions as of March 2020, has caused serious measures to be taken as a disease with a high risk of transmission. The devastating effects of the disease for vulnerable groups have led to wider measures being taken on risky groups. In this process, the measures taken to protect chronic patients and individuals over the age of 65 were given wide coverage both in the visual media and in the social media. The explanations that caused the curfew of the elderly to be perceived as a quarantine process, in particular, caused the elderly to experience a serious loss of status with modernization, and to face a new discrimination. While the precautions were taken to protect the vulnerable risk groups, in many countries of the world, the source of the disease was seen as the elderly due to these measures of the mainstream media and social media, news and posts that caused the perception that the epidemic was spreading through the elderly. Age discrimination (ageism), perpetrated by the active population (15-64) against the elderly, gained another dimension during the epidemic and turned into an epidemic stigma. The news about the epidemic process in the mainstream media was expressed with the measures taken on the elderly population, the deaths caused by the epidemic were explained over the age variable, and therefore the measures to be taken regarding the epidemic and the Covid-19 agenda were carried out over the elderly. Sharing through social media, which is one of the important tools of popular entertainment culture, showed people aged 65 and over about the course of the epidemic and exacerbated ageism. The disadvantaged situation of the elderly, who are struggling to exist with successful aging initiatives in the active population, due to the increasing problems with aging, has reached striking dimensions with the perception formed during the epidemic process and has caused images that hurt the conscience with many negative examples. In this context, in the case of an epidemic due to the spread of a contagious disease against the elderly, the stigma of age-based (according to their perceptible social characteristics) differentiation or discrimination and the resulting epidemic stigma (the cause of the epidemic, the stigma, trace) process through the epidemic is discussed.
Covid-19 Outbreak Elderly Age Discrimination Stigma Active Aging
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2022 |
Gönderilme Tarihi | 21 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Our journal licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License