Sinemanın hem “olan”ı hem de “olması gereken”i gösterme işlevi vardır. Özellikle ikinci işleviyle birlikte sinema, toplumların değişimi ve dönüşümü açısından oldukça önemlidir. Bu, Türk sineması için de geçerlidir. Türk sinemasının ilk ortaya çıktığı yıllarda ülke nüfusunun büyük ölçüde kırsal alanda yaşaması, imkânların kısıtlı olması ve engellilik, sinemaya erişimi zorlaştırmaktaydı. Nüfusun %93’ünün şehirlerde yaşaması ve dijitalleşme, sinemaya erişim sorununu büyük ölçüde ortadan kaldırdı. Bu çalışmada, geniş izleyici kitlesine ulaşan 7. Koğuştaki Mucize filmi, önce siyaset bilimi açısından bir değerlendirmeye tâbi tutulmaktadır. Bu yönüyle öncü bir çalışma mahiyetindedir. Ayrıca, filmin, engellilik alanında diğer Türk filmlerinde görülen engellilik anlayışından ne ölçüde farklılaştığı da değerlendirilmektedir. Sonuçta, çok sayıda siyasî düşünür üzerinden bir film okumasının nasıl yapılabileceği gösterilmektedir. İlave olarak geniş halk kitlelerine ulaşan bir filmin, yaygın film çekme anlayışından uzaklaşamamasının ne türden bir kayba yol açmış olabileceğine dikkat çekilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Halkla İlişkiler |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 6 Ağustos 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 8 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
______________________________________________________
Adres: KTÜ-İİBF. Oda No:213 61080 TRABZON
e-mail : uiiidergisi@gmail.com