Türkiye doğal koşullarının, uygun iklim ve zengin floral zenginliği doğrultusunda büyük bir arıcılık potansiyeline sahiptir. Arıcılık, bitkisel üretime olan katkısı ve insan sağlığındaki önemi nedeni ile de Türkiye’nin en yaygın ve geleneksel tarımsal etkinliklerden biridir. Türkiye coğrafi konumu ve ekolojisi ile özellikle nisan ve eylül ayları arasında arıcılık faaliyetleri için ideal bir ülke konumundadır. Ülkenin zengin turunçgil alanlarına, kültür bitkilerinin çeşitliliğine ve dağlık bölgelerdeki doğal floral kaynaklara sahip olması nedeniyle pek çok arı yetiştiricisi kolonilerini kışlatmak, geliştirmek ve üretim amacıyla yoğun gezginci arıcılık faaliyeti göstermektedir. Türkiye’de farklı iklim ve ekolojik şartlara uyum sağlamış bal arısı ırk ve ekotiplerinin büyük genetik çeşitliliği söz konusudur. Her bir arı ırkı ve ekotipi morfolojik, fizyolojik ve davranış karakterleri açısından bulundukları bölgenin özelliklerini yansıtmaktadırlar. Bugün dünyada yaklaşık 52 milyon koloniden 1,100,000 ton bal üretilmektedir. Türkiye 4.3 milyon dolayında koloni sayısı ile dünyada üçüncü, 67,259 ton bal üretimi ile dördüncü sıradadır. Ancak, koloni başına ortalama bal verimi 1999 yılı resmi rakamlarına göre 15.6 kg’dır. Koloni sayısı ve bal verimi her yıl durmadan artış göstermesine karşın, bu durum ülkenin var olan ekolojik zenginliğinin gerektirdiği potansiyel açısından tatmin edici değildir. Yetersiz ana arı üretimi, yaşlı ana arı ve standart olmayan arı kovanı kullanımı, yanlış balarısı yönetimi ile hastalık ve zararlılar ülkedeki düşük bal veriminin başlıca nedenlerindendir. Dünyada sadece Türkiye ve Yunanistan’da üretilebilen çam balı, ihracatta söz sahibi olabileceğimiz büyük bir fırsat olarak düşünülmelidir. Ancak bu büyük arıcılık potansiyeli de ne yazık ki gerektiği gibi değerlendirilememektedir. Devlet tarafından arıcılığa gerekli desteğin sağlanmaması, üreticinin ve ihracatçının belirli düzenlemelerle birlik altına alınmaması, bazı arı ürünlerinde hileye başvurulması, arı ürünleri ile ilgili standartların güncel şartlarda düzenlenmemesi, teknik ve eğitime dayalı bir çok sorun, arı ürünlerinin dış alım ve satımında zorlukların yaşanmasına neden olmaktadır. Bazı olumsuz koşullara rağmen, her türlü bitkisel ve hayvansal faaliyetin yoğun bir şekilde yapıldığı ülkede arıcılık önemli bir tarımsal girdi olarak, üretim ve pazarlama sistemi içerisinde potansiyelini geliştirebilecek bir yapı ve ülke ekonomisine önemli bir oranda girdi sağlayacak nitelik göstermektedir. Bu çalışmada Türkiye arıcılığının genel yapısı, potansiyeli ve önemli özelliklerinin incelenmesi amaçlanmış, ayrıca önemli arıcılık yöreleri, kovan tipi ve sayısı, arı ırkları, arı florası, gezginci arıcılık, bal arısı ürünleri, bal arısı yönetimi, hastalık ve zararlılar, başlıca sorunlar ile arıcılıkta verim üzerine etkili olan bazı unsurlar sunulmuş ve bunlara ilişkin çözüm önerileri öne sürülmüştür.
This review is aimed to investigate the general structure, potential and their some important characteristics of Turkish beekeeping. Additional, important apicultural areas, amount and type of bee hives, bee races, bee flora, migratory beekeeping, honeybee products, honeybee management, diseases and pests, main problems and some effected factors on apicultural yield were presented and their solutions suggested.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Yapısal Biyoloji |
Bölüm | Derlemeler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Kasım 2002 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2002 Cilt: 02 Sayı: 4 |
Önemli Not: Dergimizde yazar-hakem bilgileri iki taraflı gizli tutulduğundan hem yazar ve hem de hakemlerin belgeyi incele kısmında kişisel bilgilerini kaldırdıktan sonra belgeyi sisteme yüklemesi gerekmektedir.
Akademik teşvik kapsamında makale bilgilerininin kopyalanmasının sorun olması durumunda dergimizin ana web sayfasının kullanılması bilgilerinize sunulur.
https://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/4.0/
work is licensed under Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International.