Tasavvuf, diğer İslamî disiplinlerden farklı olarak, kişinin yaşadığı derin ve öznel bir tecrübeye dayanır. Şüphesiz, bu öznellik, aktarılabileceği sorusunu da beraberinde getirir. Sufiler, sürekli olarak, bu tecrübenin aktarılamayacağına vurgu yapmış olmakla birlikte, paradoksal olarak, tecrübeye dayalı bir dil geliştirmişler ve sürekli aktarma gayretinde olmuşlardır. Bu makalede tasavvufî tecrübenin mahiyeti, aktarılmasının mümkün olduğu ve aktarılırken oluşturulan dilin temel özellikleri üzerinde durulmuştur
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2007 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Cilt: 16 Sayı: 1 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.