Cumhuriyetin ilanının hemen ardından eğitimde amaç ve yönetim birliğini sağlamak üzere hazırlanan Tevhid-i Tedrisat Kanunu önem ve değerini günümüzde de korumaktadır. Türkiye’deki bütün eğitim kurumlarının yönetiminin Maarif Vekaleti’ne bırakılmasını öngören Kanunun hazırlanmasına götüren süreci iç ve dış gerekçelere bağlı olarak açıklamak gerekir. Kanunun temel amacı olan eğitimin denetimi ve amaç birliğinin sağlanması ihtiyacı, 18. Yüzyıldan itibaren Batı’da gelişen ve bütün dünyayı etkileyen yönetim ve toplum anlayışının sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Toplumsal kalkınma ve gelişmenin, nitelikli bilginin üretimi ve paylaşılması ile ilişkili olduğu anlayışı, örgün eğitimin planlı ve düzenli hale getirilmesini zaruri hale getirmiştir. Bu nedenle eğitim yönetimi vakıflar gibi özel kurumların değil devletin sorumluluk alanı olarak kabul edilmiştir. Bu anlayış Osmanlı Devleti tarafından da benimsenerek Tanzimat döneminde başlatılan yönetim teşkilatındaki değişim doğal olarak eğitim alanını da kapsamış, geleneksel eğitim kurumları medreseler yanında yönetim, denetim ve sorumluluğu Maarif Nezareti tarafından gerçekleştirilen mektep modeline dayalı yeni bir sistem kurulmuştur. Bunlara yeterli denetimin sağlanamadığı yabancı ve azınlık mektepleri ile Evkaf Nezareti’ne bağlı mektepler de eklenince Osmanlı eğitim sistemi çok başlı bir hale bürünmüştür. Eğitim yönetiminde ortaya çıkan bu çok başlılık amaçlara da yansımış, toplumsal ayrışma ve devletin çökmesinde etkili olmuştur. Kurtuluş Savaşı yıllarında Meclis görüşmelerine de yansıyan eğitimdeki çok başlılığın giderilmesi, Cumhuriyet’in kurulmasından hemen sonra gerçekleştirilmiştir. Kanun, aniden alınan bir kararın değil yönetim, toplum ve eğitim anlayışındaki değişimin yanısıra Tanzimat sonrasında yaşanan tecrübenin bir sonucudur. Eğitimde yönetim ve amaç birliğinin sağlanmasını amaçlayan Kanun ile mesleki din eğitimi de düzenlenmiştir. Bu nedenle medreselerin kapanması, mesleki din eğitimi açısından olumsuzluk taşımaz. Çalışmada, Kanun’un hazırlanmasının nedenleri TBMM Zabıt Tutanakları, arşiv belgeleri, yasal düzenlemeler, süreli yayınlar ve konuyla ilgili diğer kaynaklara dayalı olarak tarihî-betimsel yöntemle ele alınarak değerlendirilmiştir.
Din Eğitimi Maarif Vekâleti Medrese Mektep Tevhid-i Tedrisat Kanunu
The Law on the Unification of Education (Tevhid-i Tedrisat Kanunu), enacted immediately after the proclamation of the Republic to ensure unity in educational objectives and administration, continues to maintain its importance and relevance today. It is essential to explain the process leading to the preparation of this law based on both internal and external factors. The fundamental purpose of the law, which was to establish state supervision and unity of purpose in education, emerged as a result of administrative and social developments in the West from the 18th century onward, which influenced the entire world. The understanding that social development and progress are linked to the production and dissemination of qualified knowledge made it necessary to organize formal education in a planned and systematic manner. Consequently, education was regarded as a responsibility of the state rather than private institutions such as foundations. This perspective was also adopted by the Ottoman Empire, and the administrative reforms initiated during the Tanzimat period naturally extended to the field of education. Alongside traditional educational institutions such as madrasas, a new system based on schools (mektep) managed, supervised, and regulated by the Ministry of Education (Maarif Nezareti) was established. However, the addition of foreign and minority schools, which lacked sufficient oversight, as well as schools affiliated with the Ministry of Foundations (Evkaf Nezareti), led to a fragmented education system in the Ottoman Empire. This administrative fragmentation was also reflected in educational objectives, contributing to social divisions and ultimately to the decline of the state. The need to eliminate this fragmentation in education was frequently discussed during the War of Independence and was swiftly addressed following the establishment of the Republic. The law was not the result of a sudden decision but rather a product of changes in governance, society, and educational philosophy, as well as the experiences gained since the Tanzimat era. In addition to ensuring administrative and educational unity, the law also regulated vocational religious education. Therefore, the closure of madrasas did not negatively impact vocational religious education. This study evaluates the reasons for the preparation of the law using historical-descriptive methods, based on Turkish Grand National Assembly (TBMM) minutes, archival documents, legal regulations, periodicals, and other relevant sources.
Religious Education Ministry of Education Madrasa School Law on the Unification of Education
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Din Eğitimi |
| Bölüm | Teorik Makale |
| Yazarlar | |
| Erken Görünüm Tarihi | 30 Temmuz 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 8 Mayıs 2025 |
| Kabul Tarihi | 11 Haziran 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 8 Sayı: 1 |