A person tends to practice it when he gets opportunity to exchange or renovate his own property for a better one. Awqāf also accepted as the property of Allah. As such awqāf are adopted in islamic society as institutions that benefit to those in need in particular and to all humanity in general. In line with this belief, when the waqf needs to be exchanged with a more functional property after a disaster such as a fire, for example, Muslims approach this process with the intention of worship. What should be done in such cases is practice of istibdāl. As a matter of fact, in addition to ensuring renewal of waqf which lost its function istibdāl makes it possible for awqāf to grow and develop by replacing more valuable properties than awqāf in place of awqāf. According to Ottoman scholars, the sale of waqf properties is generally not legitimate. However, when a waqf burned, destroyed or become dysfunctional and there are no solutions to repair it such as borrowing, getting help or renting the method of istibdāl comes into play. Istibdāl accepted as a practice that offers the only solution for the renewal of waqf property in such cases. However, it stated that istibdāl frequently abused in historical process. For this reason, some fuqahāʼ opposed this practice, even in the early 16th century, a new period began with the decision toward istibdāl practices could not practiced without the sultan’s permission. Istibdāl means changing in dictionary. In Islamic Waqf Law, it is used in the sense of exchange waqf with property or selling waqf property in order to acquire a new property on the behalf of waqf. For example, when a waqf property is damaged as a result of disasters such as fire, earthquake or flood, or loses its function due to prolonged use, practice that is enforced to ensure continuity of waqf by replacing it with a more functional or valuable property is istibdāl. This concept is also expressed by other words that mean change such as tabdīl and taghyīr. In addition to Arabic words bayʻ and shirāʼ, istibdāl also expressed in Ottoman Turkish with word sell and purchase. There are two different ways of istibdāl. First is exchange of waqf for property and other is sale of waqf and purchase with money obtained a property that will be converted into a waqf. In this study, Ottoman fiqh sources such as fatwā collections, istibdāl pamphlets, court records, ahkām registers and waqf register documents examined. 1033 texts identified. In aforementioned texts, the word istibdāl first focused on. As a result of detailed examination, it observed that, words tabdīl, ibdāl, taghyīr, tahwīl, mubādalah, munāqalah, and ta‘dīl, which have same meaning as istibdāl in dictionary, sometimes also carry the terminological meaning of istibdāl. On the other hand, in many texts, use of some words explaining istibdāl encountered in form of bayʻ and shirāʼ/ishtrāʼ, bay‘ and istibdāl, bay‘ ve tabdīl, bay‘ and badali wajh-i anfaʻa sarf. However, it identified that in some texts, relevant words mentioned to express the change of the conditions of waqfiya, change of trustees, change of waqf to waqf, change of property to property. In order to draw attention to this difference, necessity of examining issue of istibdāl from a conceptual perspective emerged. According to the researches conducted, it understood that there are no study carried out on concept of istibdāl in Ottoman Waqf Law. In order to fill this gap, in this study, concept of istibdāl examined using some basic fiqh works written in the period from the first formation period of fiqh up to Ottoman Period in general, and in detail using the basic fiqh sources of Ottoman Period.
It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carrying out and writing this study and that all the sources used have been properly cited
Kişi, kendi mülkünü daha iyisiyle değiştirme veya yenileme fırsatı bulduğunda bunu uygulama eğilimindedir. Vakıflar da Allah’ın mülkü olarak kabul edilmektedir. Bu minvalde İslam toplumunda vakıflar, özel olarak ihtiyaç sahiplerine, genel olarak ise tüm insanlığa fayda sağlayan kurumlar olarak benimsenmiştir. Bu inanç doğrultusunda, örneğin yangın gibi bir afet sonrası vakfın daha işlevsel bir mülkle değiştirilmesi gerektiğinde, Müslümanlar bu sürece ibadet niyetiyle yaklaşmaktadır. Böylesi durumlarda yapılması gereken, istibdâl uygulamasıdır. Nitekim istibdâl, işlevini yitirmiş vakfın yenilenmesini sağlamanın yanında vakıflardan daha değerli mülkleri vakıfların yerine ikame ederek vakıfların büyümesini ve gelişmesini mümkün kılmaktadır. Osmanlı ilmiyesine göre genel olarak vakıf malların satışı meşru değildir. Ancak, bir vakıf yanmış, yıkılmış veya işlevsiz hale gelmiş ve tamir için borç temini, yardım alma ya da kiraya verme gibi çözümler bulunmamışsa istibdâl yöntemi devreye girer. İstibdâl, bu tür durumlarda vakıf malının yenilenmesi için tek çözüm sunan bir uygulama olarak görülmektedir. Fakat istibdâlin tarihsel süreçte sıkça suistimal edildiği belirtilmiştir. Bu nedenle bazı İslam hukukçuları, bu uygulamaya karşı çıkmış, hatta 16. yüzyılın başlarında istibdâl işlemlerinin sultanın izni olmadan yapılamayacağı yönünde karar alınarak yeni bir döneme geçilmiştir. İstibdâl, sözlükte değiştirme anlamına gelir. İslam vakıf hukukunda ise vakfın, mülk ile değiştirilmesi ya da vakıf adına yeni bir mülk edinilmesi amacıyla vakıf malın satılması anlamında kullanılır. Örneğin, bir vakıf malı yangın, deprem veya sel gibi afetler sonucunda zarar gördüğünde ya da uzun süreli kullanım nedeniyle işlevini kaybettiğinde, vakfın devamlılığını sağlamak amacıyla bu malın daha işlevsel veya değerli bir mülkle değiştirilmesi için gerçekleştirilecek uygulama, istibdâldir. Bu kavram, tebdîl ve tağyîr gibi değiştirme anlamına gelen diğer kelimelerle de ifade edilmektedir. İstibdâl, Arapça olarak “bey‘ ve şirâ” kelimeleri yanında Osmanlı Türkçesinde “satmak-almak” kelimesiyle de dile getirilmiştir. İstibdâlin iki farklı yapılış şekli vardır. Birincisi, vakfın mülkle karşılıklı değiştirilmesi, diğeri vakfın satılıp temin edilen parayla vakfa dönüştürülecek mülk satın alınmasıdır. Bu çalışmada Osmanlı fıkıh kaynakları olarak fetva mecmuaları, istibdâl risaleleri, mahkeme kayıtları, ahkâm defterleri ve vakıf tahrir belgeleri incelendi. 1033 metin tespit edildi. Zikri geçen metinlerde ilk olarak “istibdâl” kelimesine odaklanıldı. Detaylı inceleme sonucunda sözlük açısından istibdâlle aynı anlama gelen “tebdîl, ibdâl, tağyîr, tahvîl, mübâdele, münâkale ve ta‘dîl” kelimelerinin de kimi zaman istibdâlin terim manasını taşıdığı görüldü. Öte yandan birçok metinde “bey‘ ve şirâ/iştirâ, bey‘ ve istibdâl, bey‘ ve tebdîl, bey‘ ve bedel-i vech-i enfaa sarf” şeklinde istibdâli açıklayan bazı kelimelerin kullanımıyla karşılaşıldı. Ancak bazı metinlerde ilgili kelimelerin vakfiye şartlarının değiştirilmesi, mütevellilerin değiştirilmesi, vakıf-vakıf değişimi, mülk-mülk değişimini ifade etmek için zikredildiği tespit edildi. Bu farklılığa dikkat çekmek üzere istibdâl konusunu kavramsal açıdan inceleme gerekliliği ortaya çıktı. Yapılan araştırmalara göre, Osmanlı vakıf hukukunda “istibdâl” kavramını ele alan bir çalışma yapılmadığı anlaşıldı. Söz konusu boşluğu doldurmak amacıyla bu çalışmada, genel olarak fıkhın ilk oluşum dönemi eserlerinden Osmanlı’ya kadar geçen sürede kaleme alınmış temel bazı fıkıh eserleri ile detaylı olarak ise Osmanlı dönemi temel fıkıh kaynakları kullanılarak “istibdâl” kavramı incelendi.
Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Hukuku |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Temmuz 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2025 |
Gönderilme Tarihi | 30 Nisan 2025 |
Kabul Tarihi | 12 Temmuz 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 8 Sayı: 1 |
UMDE Dini Tetkikler Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.