Bu çalışmada sinema ve tiyatro mecraları içerisinde anlam yaratan bir öğe olan oyuncunun edimi tarihsel bir perspektif içerisinde incelenecektir. Bu incelemeler neticesinde tiyatro oyunculuğu ve sinema oyunculuğu arasındaki farkların temelinde neler olduğu ve yapılan yanlış genellemelerin nedenleri incelenecektir. Çalışmada hedeflenen oyuncunun oynama edimindeki farklıların aslında oyunculuk metotlarından kaynaklanmadığını tam tersine mecra değişiminin getirdiği bir problem olduğunu göstermektir. Ayrıca bu mecra tahakkümünün oyuncu üzerinde yarattığı baskı, oyuncunun oynama edimini gerçekleştirebilmek adına öğrenmiş olduğu oyunculuk sanatının esaslarını oluşturan yöntemlerin ıskartaya çıkarak iflasına yol açmaktadır. Sinema sanatı, endüstri devrimi ve sanayileşmenin bir sonucu olarak ortaya çıkmış kitle iletişim araçlarının dijitalleşmesiyle birlikte ticari bir nitelik kazanmıştır. Bu süreç, oyuncunun oynama ediminin ticari taleplere daha çok bağlı ve uyumlu olmasını gerekli kılmaktadır. Bu durum doğal olarak oyunculuk metotlarının da ticari taleplere göre şekillenmesi anlamına gelmektedir. Bu önermeler ekseninde oyunculuk metotlarının dönüşümü ve günümüzdeki krizi ilgili başlıklar altında yapılan kalitatif çözümlemelerle açıklanmaya çalışılacaktır. İncelemeler çerçevesinde ulaşılan sonuç oyunculuk yöntemlerinin eleştirel bir bakış açısıyla irdelenerek yeni bir oyunculuk paradigmasının inşa edilmesi gerekliliğini göstermektedir.
This study examines the actor’s performance as a meaning-creating element within the realms of cinema and theatre from a historical perspective. Through this analysis, the fundamental differences between theatre and film acting and the reasons behind common misconceptions are explored. The study aims to demonstrate that variations in an actor’s performance do not actually stem from acting methods but rather from challenges introduced by changes in medium. Moreover, the pressures exerted by the dominance of certain media create challenges for actors, often causing them to abandon the essential techniques they have learned, ultimately leading to the obsolescence of core acting methods. Cinema, because of the Industrial Revolution and digital mass media, has acquired a commercial character. This evolution requires the performances of actors to increasingly align with commercial demands, which in turn reshapes acting methods to accommodate these demands. Based on these premises, the transformation of acting methods and their current crisis are addressed through qualitative analyses under relevant themes. The findings of this study underscore the need to construct a new acting paradigm by critically re-evaluating traditional acting techniques.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Görsel Kültür, Sanat Tarihi, Teori ve Eleştiri (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 21 Mart 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 25 Mart 2025 |
Gönderilme Tarihi | 10 Ocak 2025 |
Kabul Tarihi | 1 Mart 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 17 |
Uluslararası Sosyal Bilimler Akademi Dergisi (USBAD), İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Yerleşke / Malatya
Telefon: 0533 5438933, https://dergipark.org.tr/tr/pub/usbad -- sdurukoglu@gmail.com -- usbaddergi@gmail.com