Büyük Türk-İslâm âlim ve mutasavvıfı el-Harakânî, hem zâhirî hem de bâtınî ilimlerde kendisini geliştirmiş ve özellikle tasavvufî konularda derinleşmiş ender şahsiyetlerden biridir. Onun hikmet dolu sözleri incelendiğinde iddiaların aksine ümmî olmadığı, tam tersine İslâmî ilimlere vâkıf bir âlim olduğu anlaşılmaktadır. el-Harakânî, Kur’ân ve Sünnet’e gönülden bağlı bir İslâm mütefekkiridir. Onun sözlerine bakıldığında Allah ile irtibatının sağlamlığı, İslâm’ı temsil ve tebliğ hususundaki kararlılığı ve iç dünyasında cereyan eden aşkın hâller rahatlıkla görülebilmektedir. el-Harakânî, gerek kalbine gelen ilhamlardan bahsederken, gerek manevî alemde Hz. Muhammed ile aralarında geçen diyalogu anlatırken, gerekse zihninden geçen düşünceleri talebeleriyle paylaşırken çok önemli mesajlar vermiştir. Onun talebelerine verdiği bu bilgiler, Müslümanların büyük hedeflere talip olmaları ve büyük işler başarmaları amacına matuftur. O, yaşadığı dinî tecrübeleri civanmertlerine anlatarak onların da bu derecelere ulaşmalarını istemiştir. el-Harakânî, talebelerini bilgilendirirken kendi düşüncelerini doğrudan söylemek yerine, sırrına nida olunan ilhamlardan bahsederek anlatmayı tercih etmiştir. Uyguladığı bu yöntemle vermek istediği mesajı daha geniş kitlelere ulaştırmış ve veciz sözlerinin akıllarda kalmasına imkân sağlamıştır. el-Harakânî, Hz. Muhammed’den sonra başka peygamberin, Kur’ân’dan sonra başka vahyin gelmeyeceğini, ama ilhamın sâlih kulların kalplerine kıyâmete kadar gelmeye devam edeceğini ifade etmiştir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2011 |
Gönderilme Tarihi | 16 Ocak 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 16 Sayı: 16 |