We aimed to evaluate our therapy results in acromegalic patients for last ten years. Although 52 acromegalic patients admitted to our center, only 30 (M/F: 13/17) patients whose follow-up data were available enrolled into the study. Their mean age was 43 ± 38 (28-64) years, mean age of diagnosis was 39 ± 9 (26-60) years and mean follow-up period was 42 ± 38 (5-127) months. Basal or nadir postglucose GH level less than 2 ng/ml accepted as cure criteria. After diagnosis, all patients operated transsphenoidally in different medical centers by different surgeons and the cure rate of first operation was 33 % (10/30). The cure rates were 63 % and 15 % in patients with microadenomas (n=11) and macroadenomas (n=19) respectively. And the difference was statistically significant (pIn conclusion cure rate probability was found higher in patients with microadenomas after transsphenoidal operation while it was very low in patients with macroadenomas. Our low cure rates could be attributed to the fact that the operations have been performed by inexperienced surgeons. While cure probability decreases after the second operation, complication risk increases. Octreotide therapy, which could be used as an alternative choice to the surgery, revealed high success rates in microadenomas and macroadenomas.
Acromegaly Ocreotide Transsphenoidal Surgery Hypopituitarism
Akromegali tanılı hastaların 10 yıllık süre içinde merkezimizdeki tedavi sonuçlarını değerlendirmeyi amaçladık. Merkezimize başvuran toplam 52 akromegali hastası olmasına karşın klinik izlem bilgilerine ulaşılabilen 30 hasta (E/K: 13/17) çalışmaya alındı. Yaş ortalamaları 43 ± 10 (28-64) yıl, akromegali tanısı aldıklarındaki yaş ortalamaları 39 ± 9 (26-60) yıl ve ortalama izlem süreleri 42 ± 38 (5-127) ay idi. Kür olma kriteri serum GH seviyesinin bazal veya glukoz yüklemesi sonrası 2 ng/ml altına inmesi olarak kabul edildi. Tanı sonrası tüm hastaların değişik merkezlerde ve değişik cerrahlar tarafından transsfenoidal hipofizektomi operasyonu geçirdiği ve birinci operasyonda % 33 (10/30) oranında kür elde edildiği görüldü. Operasyon öncesi mikroadenomu olan hastalardaki (n=11) kür oranı % 63, makroadenomu olan hastalardaki (n=19) kür oranı % 15 idi. Aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu (pSonuç olarak mikroadenomu olan hastalarda transsfenoidal operasyon sonrası kür olasılığı yüksek iken makroadenomlularda bu olasılık çok düşük bulundu. Bizim elde ettiğimiz kür oranlarının yayınlardan daha düşük olmasının nedeni operasyonların tecrübeli sayılabilecek cerrahlar tarafından yapılmamış olmasına bağlandı. İkinci operasyon sonrasında kür elde etme olasılığı çok daha azalırken, komplikasyon görülme olasılığının arttığı görüldü. Makroadenom ve mikroadenomlularda uygulanan oktreotid tedavisinin büyüme hormonu seviyesini güvenli sayılan seviyelere baskıladığı ve operasyona seçenek olabileceği saptandı.
Diğer ID | JA82JM78FK |
---|---|
Bölüm | Özgün Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2003 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2003 Cilt: 29 Sayı: 3 |
Journal of Uludag University Medical Faculty is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.