Gumushane, which was established in the region known as Sulaymaniyah in the 16th century, developed by the Harşit River in the 20th century. The city was influenced by the military and social-economic events that took place during the First World War and the National Struggle and took on a different character. For this reason, it is possible to divide the history of Gümüşhane into two different times and places. Because of these features, Gümüşhane is one of the rare cities in Anatolia.
Gümüşhane became a city where trade was lively, since silver and gold mines were mined during the Ottoman period, and it was on the transit route of the silk road. During this period, Muslims, Armenians, and Greeks living in the city formed one of the best examples of Ottoman civilization. However, since the 20th century, the loss of importance of the mines and the silk road, the political-social ruptures experienced, caused the non-Muslim population to leave the city. Thus, the city took on a structure where only Muslims were settled along the Harşit River.
She started the Republican period in a different place and character. Gümüşhane’s today economy is mostly based on agriculture, mining activities, and dried fruit roll-up and churchkhela production. However, it is one of the promising cities in terms of history with its castles, towers, ruins, bridges and mansions, and in terms of tourism with its forests, plateaus, caves and lakes.
16. yüzyılda Süleymaniye olarak bilinen bölgede kurulan Gümüşhane, 20. yüzyılda Harşit Irmağı kenarında gelişmiş ve I. Dünya Savaşı, Milli Mücadele döneminde yaşanan askeri, sosyal-ekonomik olaylardan etkilenerek farklı bir karaktere bürünmüştür. Bu nedenle Gümüşhane şehir tarihini iki farklı zamana ve mekana ayırmak mümkündür. Bu özellikleri nedeniyle Gümüşhane Anadolu’daki ender şehirlerden biridir.
Osmanlı döneminde gümüş ve altın madenlerinin çıkarıldığı ve ipek yolunun geçiş güzergahında olması nedeniyle Gümüşhane ticaretin canlı olduğu bir şehir olmuştur. Bu dönem boyunca şehirde yaşayan Müslümanlar, Ermeniler ve Rumlar Osmanlı medeniyetinin en güzel örneklerinden birini oluşturmuştur. Ancak, 20. yüzyıldan itibaren madenlerin ve ipek yolunun önemini kaybetmesi, yaşanan siyasi-sosyal kırılmalar gayrimüslim nüfusun şehirden ayrılmasını beraberinde getirmiştir. Böylece şehir, Harşit Irmağı boyunda sadece Müslümanların yerleşik bulunduğu bir yapıya bürünmüştür.
Cumhuriyet dönemine başka bir mekan ve karakterde başlayan şehir, günümüzde ekonomisi daha çok tarıma dayananan, madencilik faaliyetlerinin artmaya başladığı, bölgedeki pestil-köme üretiminin merkezinde bulunduğu bir görünüm arzetmektedir. Bununla birlikte kale, kule, harabe, köprü, konak gibi yapılarıyla tarihi açıdan, orman, yayla, mağara ve gölleriyle turizm yönünden gelecek vadeden şehirlerden biri konumundadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyal Bilimlerin Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 18 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 7 Sayı: Dr. Mahmut Kırkpınar'a Armağan |
Bu eser Creative Commons BY-NC-SA 2.0 (Atıf-Gayri Ticari-Aynı Lisansla Paylaş) ile lisanslanmıştır.