Öz
Bu makale, Ebussuʻûd Efendi ve Çivi-zâde arasındaki para vakıfları hakkındaki tartışmaları incelemekle ilgilidir. Para vakıflarının arşiv kaynakları oldukça zengindir; ancak, bu konu henüz yeterince araştırılmamış olduğundan, tarihte ortaya çıkışı ve gelişmesi hakkındaki akademik yayınlar henüz tatmin edici bir şekilde sunulmamıştır. Para vakıfları Osmanlı toplumuna sui-generis idi.
İslâm hukuku açısından bakıldığında, vakıf, “bir malı habs ve menfaatini tahsis” olarak tanımlanabilir; çünkü bu haktan faydalanıcılığı ve hayırseverliği temsil eden bir hedefin yararına kesintisiz olarak sunulmalı ve tüketilmemelidir. Bu tanıma göre, varlıkların faydası kesilmeden devam ederse tam vakıf olur. Menkûl malların ve hele de hemen tüketilebilen nakit paranın vakıf yapılması bu sebeple tartışmalıdır. Bundan dolayı, Ebussuʻûd Efendi, İmam Muhammed’in görüşüne göre menkûlün vakf edilmesini yorumlayarak, nakid para vakfının câiz olduğunu savunmuştur. Fakat Çivi-zâde’ye göre, vakfın konusunun para olması halinde tüketilmesi söz konusu olduğundan vakıf olması da mümkün değildir. Bu sebeple, İslâm hukukunda buna izin verilmez. Çivi-zâde, Ebussuʻûd’un görüşlerini müstakil bir Risâle’de ele almış ve Ebussuʻûd’un yorumlarını reddetmiştir. İşte makalemizin konusu bu Risâle olacaktır.