The necessity of identifying a work of art with an underlying idea not only creates the existence of a conceptual work of art, but also gives the artist the role of thinker and producer of the work. It doesn’t seem possible to perceive works of art, interact with them, or distinguish between art and thought by connecting art to ideas and concepts. In this creation process, it is seen that artists who produce works on conceptual art are not indifferent to traumas, and traumas constitute the focus of some artists' works. Instead of focusing on their works' narrative or aesthetic qualities during the production phase, they tried to reveal the conceptual meaning of the work of art and to make visible the traumas that are difficult to express for themselves or any individual. Although works of art produced on trauma are often considered within the scope of contemporary art, the thought-centered nature of these works connects them more closely to conceptual art. Therefore, in this study, artistic works that express feelings and thoughts that are generally ignored, kept silent, and indifferent by many people, especially the content or subjects of the works that directly or indirectly address gender-based traumas, are evaluated in the context of conceptual art. Art practices in which the artists prioritize the aim of creating thought, idea, awareness, and rebellion rather than form or aesthetic concerns are conveyed with examples. At the same time, in this study, the interaction between the subject and the object, the expression of trauma and violence through art within an intellectual framework, is conveyed through a sample practice.
Conceptual art social trauma gender inequality violence subject-object interaction awareness
Bir sanat eserinin, altında yatan bir fikirle özdeşleştirilmesi gerekliliği yalnızca kavramsal sanat eserinin varlığını oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda sanatçıya eserin üreticisi olmakla birlikte düşünür rolünü de kazandırır. Sanat eserlerini algılama, onlarla etkileşim kurma, sanatı fikirlere ve kavramlara bağlayarak sanat ile düşünce arasında bir ayrım yapmak mümkün görünmemektedir. Bu yaratım sürecinde kavramsal sanat üzerine eserler ortaya koyan sanatçıların travmalara kayıtsız kalmadığı, özellikle bazı sanatçıların çalışmalarının odağını travmaların oluşturduğu görülür. Eserlerinin üretim aşamasında anlatısal veya estetik niteliklerine odaklanmak yerine sanat eserinin kavramsal anlamını ortaya koymaya, kendisi ya da herhangi bir birey için ifade edilmesi güç travmaları görünür kılmaya çalışmışlardır. Travmalar üzerine üretilen sanat eserleri çoğu zaman çağdaş sanat kapsamında değerlendirilse de, bu çalışmaların düşünce merkezli yapıları onları kavramsal sanatla daha yakından ilişkilendirir. Estetik kaygılardan çok anlam üretimine odaklandıkları için kavramsal sanat bağlamında ele alınmalarının daha doğru olacağı düşünülmektedir. Dolayısıyla bu çalışmada genel olarak birçok insan tarafından görmezden gelinebilen, sessiz ve kayıtsız kalınan duygu ve düşüncelerin ifade edildiği sanatsal çalışmalar, özellikle cinsiyete dayalı travmaların doğrudan ya da dolaylı olarak ele alındığı eserlerin içeriği veya konuları incelenirken kavramsal sanat bağlamında değerlendirilmiştir. Sanatçılar tarafından formdan ya da estetik kaygıdan çok düşüncenin, fikrin, farkındalık ve başkaldırı yaratma amacının ön planda tutulduğu sanat uygulamaları örneklerle aktarılmıştır. Aynı zamanda, bu çalışmada özne ve nesne arasındaki etkileşim, travma ve şiddetin düşünsel çerçevede sanat ile ifadesi örnek uygulama üzerinden aktarılmıştır.
Kavramsal sanat toplumsal travma cinsiyet eşitsizliği şiddet özne-nesne etkileşimi farkındalık
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Disiplinlerarası Sanat, Plastik Sanatlar (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Temmuz 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Temmuz 2025 |
Gönderilme Tarihi | 27 Şubat 2025 |
Kabul Tarihi | 30 Temmuz 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 34 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.